Android 11, her sene olduğu gibi bu sene de bize birçok yeni özelliği tanıtmasını bekliyoruz. Peki, bunlar neler olmalı? Şu an Android 10’un saf arayüzünde olmayıp da özelleştirilmiş arayüzlerde bulunan fonksiyonlar mevcut.
İlginizi çekebilir: Android 11 R, Google Pixel 4 ile ortaya çıktı!
Geçtiğimiz sene Android 10’un duyurusu gerçekleşti. Yeni sürümle birlikte, sistemsel karanlık mod, güncellenmiş navigasyon özellikleri, değişen gizlilik seçenekleri gibi birtakım değişiklikler biz son kullanıcılarla buluşturuldu. Android 11’in geliştirme süreci ise kararlı sürümle başlamış oldu.
İçindekiler
1- Ekran kaydedici
Apple, telefonlarında senelerdir yerleşik ekran kaydedici özelliğini halihazırda kullanıyor. İlk olarak bu özelliği 2017’de çıkarmış olduğu iOS sürümüne dahil etmişti. Android’de de bu desteği aslında üçüncü parti uygulamalarla deneyimleyebiliyorsunuz. Fakat, sistem uygulaması olmadığı için API’ları var olan uygulamalar düzgün kullanabiliyor diyemeyiz.
Google, bir süredir bu özelliği Pixel serisi cihazlarına eklemişti. Fakat, Android 10’a sahip cihazların her birine bu uygulamaya erişim hakkını açmadı.
Android 11 ile gelme ihtimali en yüksek olan opsiyonlardan biri. Umarız, firma genel erişime yakın bir sürüm güncellemesiyle dahil edebilir.
2- Karanlık mod’a otomatik geçiş
Aslına bakarsanız bu özelliği OneUI 1.0’da Samsung cihazlarda görmeye başlamıştık. Fakat, tüm telefonlara adaptasyonu Android 10’un son sürümünde gerçekleşti. Karanlık mod, her ne kadar sisteme dahil de edilse herhangi bir otomasyon sistemine geçirilmediğini görüyoruz.
Samsung OneUI’da bu özellik akşam saatlerinde otomatik açılıyor ve sabah saatlerinde otomatik kapanıyor. Her seferinde ayarlardan karanlık moda geçmeniz de bu şekilde gerekmiyor.
Üçüncü parti uygulamalarla bu özelliği de tabii ki aktif hale getirebiliyorsunuz. Ama sistem içerisinde olması çok daha güzel olacaktır.
Google’dan gelen bilgilere göre, firma hala bu fonksiyon üzerinde çalışıyor ve Android 11’de bu özelliğin çok daha kararlı hale getirileceğini söylüyor.
3- Apple benzeri kısayol (Shortcuts uygulaması) sistemi
Android, iOS’a nazaran çok daha komplike dinamiklere sahip. Böyle olduğu için de bazı özelliklerin sisteme gömülmesi ve otomatik hale çevirilmesi çok zor oluyor.
Apple’daki Shortcuts uygulaması direkt Siri ile iletişim kurabiliyor. Üzerinden de çeşitli senaryolar kurulabiliyor. Bir benzeri Android cephesinde üçüncü parti bir uygulama olan IFTTT ile kurulabiliyor. IFTTT aynı zamanda, Google Asistant ile çalışarak komutları uygulamaya geçirebiliyor.
Bu projeyi desteklemek için birçok otomasyon programı mevcut olsa da direkt API’in desteklemiş olduğu gömülü yazılımlar çok daha fonksiyonel olacaktır.
4- Google’ın dosya yöneticilerinin birleştirilmesi şart!
Google, bu sene saf Android uygulamasında kullanılan gömülü dosya yöneticisini ihmal etti. Şirket, bütçe sınıfı akıllı telefonlarda kullandığı Android Go işletim sistemi için 2017 yılında yeni bir dosya yöneticisi duyurmuştu. Gömülü gelene nazaran içerisinde birçok yeni özelliği barındıran uygulama “Files by Google” diye adlandırılıyor.
Bu, yazılımın Android 10’da artık gömülü gelmesini arzu ederken, eski uygulamayla karşılaşmak bizi biraz hayal kırıklığına uğrattı. Umarız, bu durum Android 11 ile aşılabilir.
5- Tarayıcı seçim ekranı her bölge için olmalı!
Şu an Türkiye’de bildiğiniz üzere Google ile BTK lisans konusunda uzlaşamıyorlar. Bunun en temel sebebi yaşanan tarayıcı krizi. Aynı kriz, Avrupa’da da yaşanmış Google, bu duruma önlem olarak size bölgesel tarayıcı seçenekleri sunan bir ekran gösteriyordu.
Android 11 ile bu seçenekler artık tüm bölgeler için standartlaşması gerekiyor.
6- Gboard Clipboard yöneticisi, sisteme entegre gelsin
Android 10’da bazı tipik uygulamalar, kopyaladığınız öğeleri arka plandaki clipboard yöneticisinde depoluyorlar.
Bunlara en iyi örnek, Gboard’ın içerisinde bulunan clipboard kısmı. Android’in temeline de bu desteğin eklenmesi gerekiyor. Böylece, iş sektörlerinde de verimlilik daha aktif şekilde kullanılabilir.
7- Tablet modunun daha da geliştirilmesi lazım!
Google, tablet moduna Android 3.0 Honeycomb ile girmişti. Android 3.0 ile Motorolo Xoom gibi devrim niteliğinde modelleri sahnede görme şansı elde etmiştik. Birlikte getirdiği taskbar modu aslında şu an firmaların telefonlara kazandırmaya çalıştıkları Samsung DeX benzeri sistemlerdi.
Fakat Android 4.2 ile tablet modunun telefonlara benzer şekilde dizayn edilmeye başlanmasıyla uzun bir süre buna hasret kaldık.
Apple tarafı, geçtiğimiz sene iPad OS ile tablet arayüzünü masaüstü sistemlere çok daha yanaştırmaya başlamıştı. Bunu, Android safından da beklemekteyiz.
8- Pil, artık Android sistemlerde daha verimli kullanılsın
Lithium-ion bataryalar, bir süredir akıllı telefon modellerinde kullanılıyor. Fakat, 2019 yılına kadar cihazlar ne yazık ki bu teknolojiden pek verim alabildiklerini söyleyemeyiz. Son yılların alay konusu haline gelen Apple tarafı pil problemini, ekosistemi içerisinde halletmeyi başardı.
iOS 13’de kullanılan makine öğrenmesi ile telefon sizin kullanım istatistiklerinizi öğreniyor ve şarjdan çıkarma istatistiklerinize göre telefonu şarj ediyor.
Örnek olarak, saat 2’de şarja taktığınız bir cihazı saat 4’te alıyorsanız eğer, 3:30’a kadar telefonu %80’e kadar getiriyor ve son yarım saatte %100’e ulaşmış oluyor. Böylece, cihaz pil değerlerinizi daha verimli kullanabiliyor.
Fakat, Android tarafı bir türlü bu problemi çözemiyor. Çok fazla akıllı telefon üreticisi, Android yazılımlarını kendi cihazlarında kullanıyor. Aralarında, pil problemini büyük oranda çözen en önemli şirket ise Huawei. Firmanın, Huawei’yi örnek alarak bu teknolojileri geliştirmesini bekliyoruz.
9- Cihazların birbiriyle konuşabilecekleri alternatif AirDrop
Apple, AirDrop fonksiyonunu yıllardır cihaz ailelerinde kullanıyor. AirDrop ile kullanıcılar birbirlerine daha rahat, video, fotoğraf, website, link vb.’lerini gönderebiliyorlar. Hatta ve hatta, Apple cihazlar bu teknolojiyle otomasyon sistemi olarak da kullanabiliyorlar.
Yani eğer Apple ekosistemine sahip bir eviniz varsa ve sizi telefonla arıyorlarsa tabletten televizyona kadar her cihazınızda telefon çalacaktır. Android cephesinde ise çeşitli kullanıcılar birbirleriyle ortaklaşa konuşabilecekleri sistemleri daha yeni yeni icat etmeye başladılar.
Android 10’un betasında AirDrop benzeri bir özelliğin test edildiği ortaya çıkmıştı. Google, bu özelliğe “Fast share” adını vermiş. Bluetooth destekli olarak çalışan fonksiyon WiFi üzerinden hızlı veri paylaşmanıza yarıyor.
10- Android üreticilerinin kullandığı bir özellik daha: Kaydırmalı ekran fotoğrafı!
Android üreticilerinin uzun süredir kullandığı bir özellik daha mevcut. OxygenOS, Samsung, OneUI hatta ve hatta HTC’nin özelleştirilmiş arayüzlerinde bile kaydırmalı ekran fotoğrafı kullanılıyor.
Ama Android’in saf arayüzünde bu özellik hala yok. Kaydırmalı ekran fotoğrafı, dikey şekilde sayfa boyu, ekranı kaydetmenize yarıyor.
11- Radikal arayüz değişiklikleri Android Oreo’dan beri gelmedi
Google, aslında Android’i satın aldığından beri büyük çaplı arayüz değişikliklerinden kaçınmaya çalışıyor. Daha çok işletim sistemini stabil tutup, yazılımın tabanını geliştiriyor.
En büyük sistemsel değişiklik, Android 5.0 (Lolipop) ile gelmiş. Minimal arayüz olarak nitelendirilen bu yeni arayüz sistemi ile saf ROM yazılımı daha estetik çizgiler kazanmıştı.
İkinci değişiklik ise, Android 8.0 (Oreo) ile gelmiş . Navigasyon sistemi ve son uygulamalar panelinde birçok fonksiyon daha pratik hale gelmişti. Ama genele baktığımızda, neredeyse 5 senedir kullandığımız telefonların arayüzünde çaplı bir değişiklik olduğunu söyleyemeyiz.
Aynı şey aslında iPhone tarafında da geçerli. Kullanıcıların zevklerine yönelik geliştirilen arayüzler alışkanlıklar neticesinde şekillenebiliyor.