YÖK, Türkiye’nin akademik geleceğini doğrudan etkileyecek önemli bir adım atıyor. Peki, tezlerden makalelere kadar uzanan bu büyük dönüşümde yapay zeka nerede duracak? Akademik üretimin geleceğini belirleyecek bu yeni dönem, etik ve teknolojiyi nasıl bir araya getirecek? Tüm gözler artık YÖK hazırladığı yeni düzenlemelere çevrilmiş durumda.
İçindekiler
YÖK açıkladı! Makalelerde yapay zeka kullanılabilecek
YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Anadolu Üniversitesi’nde düzenlenen “Kütüphane 5.0 ve İnsan Merkezli Dijital Dönüşüm” konferansında yaptığı konuşmada, yükseköğretimde yapay zeka kullanımını kapsayan geniş bir mevzuat çalışmasının tamamlanmak üzere olduğunu duyurdu.

Geçtiğimiz yıl yayımlanan “Yükseköğretim Kurumları Bilimsel Araştırma ve Yayın Faaliyetlerinde Üretken Yapay Zeka Kullanımına Dair Etik Rehberi”nin ardından atılan bu yeni adım, YÖK yapay zekayı yalnızca bir yardımcı değil, sorumluluk bilinciyle kullanılan bir bilimsel araç olarak konumlandırma isteğini yansıtıyor.
Özvar’ın açıklamasına göre, yeni düzenleme ile birlikte tez, makale ve diğer akademik çalışmaların üretiminde yapay zekanın “hangi ölçüde” ve “nasıl” kullanılacağına dair açık kurallar getirilecek. Yeni mevzuat kapsamında veri güvenliği, kaynak doğrulama, intihal önleme ve etik şeffaflık gibi kritik konulara dair somut standartlar belirlenecek.
Böylece Türkiye’deki akademik üretim süreci, teknolojik yeniliklerle uyumlu ama aynı zamanda denetlenebilir bir yapıya kavuşacak. Özvar, bu sistemin “bilgi güvenliği” açısından yeni bir çağ başlatacağını vurguladı. YÖK ayrıca kütüphanelerin dijital dönüşüm sürecinde insan merkezli bir yaklaşımı benimsiyor.
İlginizi Çekebilir: General Motors Türkiye’ye geri dönüyor! Hangi markalar gelecek?
“Kütüphaneler artık yalnızca bilgiye erişim sağlayan değil, bilginin doğruluğunu ve anlamını koruyan kurumlar olmalı” diyen Özvar, yapay zekanın bu dönüşümde doğru ve etik şekilde konumlandırılmasının önemine dikkat çekti. Bu vizyon, akademik dünyada teknolojiyi insan yararına kullanan bir yönetişim anlayışının temelini oluşturuyor.
Türkiye yükseköğretim sistemi bu adımla birlikte, dünya genelindeki dijital dönüşüm trendlerine uyum sağlayarak yapay zekanın akademik üretimdeki rolünü yasal çerçeveye oturtmuş olacak. Böylece araştırmacılar, etik sınırları net olarak belirlenmiş, şeffaf ve güvenilir bir sistem içinde çalışmalarını sürdürebilecek.
Peki siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? YÖK yapay zeka kullanımına yönelik bu yeni düzenlemeleri akademik geleceğimiz açısından nasıl değerlendiriyorsunuz? Görüşlerinizi bizimle paylaşın!





