Yapay zeka (AI), Türkiye’nin milli güvenlik politikalarını belirleyen ve kamuoyunda Kırmızı Kitap olarak bilinen Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi (MGSB), düzenlenen son Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında tehdit unsuru olarak tanımlandı. Bu hamle, Türkiye’nin siber güvenlik ve ulusal savunma politikalarında büyük bir değişimin sinyallerini veriyor.
İçindekiler
Yapay Zeka Artık Bir Tehdit Unsuru
Yapay zeka için tehdit unsuru tanımlanması kullanıldı. MGK toplantısında, 2020 yılında yürürlüğe giren eski belge kaldırılarak 2025 versiyonunun uygulanmasına karar verildi. Belgenin güncellenmesinde, terör örgütleri ve küresel risklerin yanı sıra, teknolojik gelişmelerin de etkili olduğu açıklandı. Özellikle yapay zeka, sanal gerçeklik ve siber tehditler, belgede stratejik önceliklere dahil edildi. Bu gelişmeler, yalnızca ulusal güvenlik perspektifinde değil, küresel ölçekte de kritik öneme sahip.
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın, teşkilatın 97. kuruluş yıldönümü töreninde yaptığı konuşmada, yeni dönemi “küresel belirsizlikler ve hibrit tehditler çağı” olarak tanımladı. Kalın, yapay zeka için “dijital çağın atom bombası” benzetmesini kullanarak, kontrolsüz yapay zeka çalışmalarının insanlığın geleceği için ciddi bir tehdit oluşturduğuna dikkat çekti. Ayrıca, “derin sahte” (deepfake) ve güçlendirilmiş gerçeklik gibi teknolojilerin de ülkenin güvenliği için risk taşıdığı ifade edildi.
Güncellenen Kırmızı Kitap, teknolojinin yalnızca fırsatlar sunmadığını, aynı zamanda siber tehditler başlığı altında riskler de barındırdığını vurguluyor. Bu kapsamda, AI temelli siber saldırılar, kritik altyapılara yönelik tehditler ve bilgi manipülasyonu gibi konular, Türkiye’nin güvenlik stratejilerinde öncelikli yerini aldı.
İlginizi çekebilir: Yapay zeka işimi elimden alacak mı? İşte araştırma!
Türkiye’nin Kırmızı Kitap ile attığı bu adım, geleceğin güvenlik politikalarına bir hazırlık niteliğinde. Teknolojinin hızla değiştiği bir dünyada, AI gibi yeniliklerin hem avantaj hem de tehdit potansiyeli taşıdığına dikkat çekilmesi, ülkenin bu alanda proaktif bir tutum benimsediğini gösteriyor. Önümüzdeki dönemde, siber güvenlik yatırımları ve teknolojiye yönelik düzenlemelerin daha da artması bekleniyor.
Peki siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi yorumlar kısmında belirtebilirsiniz. Daha fazlası için bizi takip etmeyi unutmayın!