İçindekiler
Dünyanın en değerli teknoloji şirketi olmasının bir sebebi var!
10 Şubat 2015’te Apple’ın Wall Street’teki hisseleri 122.02 dolardan kapandı ve şirket 11 Şubat 2015 itibari ile 710.7 milyar dolarlık ederiyle dünyanın en değerli şirketi olmakla kalmayıp 700 milyar dolar barajını aşan ilk şirket de oldu ve bu alanda da bir rekor kırdı.
Peki, nasıl oldu bu? Yıllar önce geleceği çok da parlak görünmeyen, batma tehlikesi ile karşılaşan, kurucusunu kovan bir firma nasıl birden parlayarak 10 sene içinde dünyanın en değerli şirketi haline geldi? Kullanıcıları diğerleri tarafından “tarikat” olarak anılmaya, en ufak hareketinde eleştirilmeye ama her daim gizlice kıskanılmaya başlandı?
Gıcık eden mutluluk
Lüks araba üreticilerinin en çok önem verdiği şeylerden bir tanesi aracın kapısının kapanırken doğru sesi çıkartmasıdır. Çünkü bir araç ses, titreşim ve sertlik sorunları çekmez ve kapısının kapanırken çıkarttığı ses yeterince tatmin edici olursa kullanıcı bilinçaltında bundan mutluluk duyar ve her kullandığında aracını daha çok sever. O kapı sesini her duyduğunuzda istemeden “Bu kaliteli bir araba ve ben bu araca sahip olduğum için muhteşem birisiyim” diye hissedersiniz.
İşte Apple ürünlerinin kullanıcısında yarattığı etki de buna benzer bir etkidir.
Ben Apple’a karşı her zaman mesafeli davranmışımdır. Hayatımda bir tane 3. nesil iPod haricinde başka Apple ürünüm olmadı. iPhone’ları çok denedim ama asla bir tanesine sahip olmak istemedim. Bunun başlıca sebebi Apple’ın diğer telefon şirketlerinin çeyreği kadar ülkemi umursamaması. Burada HTC, Samsung veya LG için (haksız şekilde) kötü bir yazı yazsam büyük olasılıkla ikinci gün telefonum durmak bilmez ancak Apple’a ağzıma geleni söylesem de kimsenin umurunda olmayacaktır. Bu bahsettiğim “Bana ne, istediğini söylesin. Ben ürünüme güveniyorum” özgüveni değil, bu tamamen hiçe saymaktan kaynaklanan bir ilgisizlik. Dolayısı ile Apple hakkında burada yaptığım olumlu eleştirilerin içten olduğuna inanın.
Houdini taktiği
Apple ürünlerinin başarısı hiçbir zaman onların teknik detaylarından gelmedi. Bunu hâlâ 1 GB belleğe sahip iPhone 6 çıkartmasından anlıyoruz zaten. Apple teknik kısımda kimsenin sözüne kulak asmadı hiçbir zaman, çünkü onun ekosisteminde hazır bir yapısı var ve planını ona göre yapıyor. Apple cihazlarının başarısı her zaman için tasarımsal düzlemde olmuştur. İşte insanların göz boyama olarak suçladıkları nokta da bu zaten. iPad’in ana ekran tuşunun verdiği his, iPhone 6 çerçevesinin kıvrımları, inceliği, iMac’in güç tuşunun tam olması gerektiği yerde bulunması ya da Retina MacBook Pro’nun o keskin ekranı.
Dünyanın en mükemmel donanımına sahip olsa da eğer tasarım anlamında bir şey gerçekleştirmediyseniz o zaman Apple ürünlerinin sağladığı “Bu çok kaliteli bir ürün” mantalitesini kullanıcıya yediremezsiniz. Etiket ve göz boyama sanatı yüzyıllardır kullanılan bir taktiktir. Politikada, ticarette, diplomaside işe yaradığı gibi teknolojide de işe yarar. Buna bir anlamda Houdini taktiği de diyebilirsiniz. Çünkü elinde sadece tek bir numara olsa da onu her seferinde yeni bir şeymiş gibi size sunarak sevenlerini büyülemeye çalışır ve bunu başarır.