Akıllı telefonları, malumunuz son yıllarda hem Türkiye’de hem de dünya piyasasındaki fiyatları oldukça artmış vaziyette. Kullanıcılar, bu durumda elindeki cihazları nasıl daha verimli kullanabileceklerini düşünür hale geldiler.
İlginizi çekebilir: ASUS ProArt PA90, Good Design 2019’da ödül kazandı
Ne sıklıkla cihaz değiştiriyorsunuz? Daha doğrusu artık değiştirecek parayı bulabiliyor musunuz mu desek? Akıllı telefonlar, artık çoğu teknolojik cihazdan daha pahallı olmaya başladı. Firmalar da izledikleri fiyat politikalarını diretmeye kararlı görünüyorlar.
Akıllı telefonların ilk dönemlerinde (2000’li yıllardan bahsediyoruz.), geleneksel bir cihaz alırsanız sistem şu şekilde işliyordu.
Satıcı firmayla, iki yıllık bir kontrat imzalanır, kontrat dahilinde cihazınızın ücretini 24 ay süreyle taksit taksit ödüyorsunuz. Eğer telefonunuz bu süre dahilinde bozulursa, ücretsiz veya çok kısmi bir para ödeyerek değiştirebiliyordunuz.
Bu sistem, eski tip akıllı telefonlar için oldukça güzel işlese de teknoloji eskiden bu kadar hızlı gelişmediğini hatırlatmakta fayda var. Ayrıca sistemin günümüzde yarattığı bir yan etki de kullanıcıların iki yıl süreyle cihazlarının güncel kalmasını istemelerine yol açtı. Bu da, iki yıl süreyle güncelleme yaratmak için daha güçlü cihaz ihtiyacını doğurmuş oldu.
Üreticilerin maaliyetleri, kar oranlarındaki artış, aracı firmaların bu yükü kaldıramamasıyla sonuçlandı. Böylece satıcı firmalar yeni bir satış modeline geçti. Taşıyıcılar, telefon ücretlerini yapmış oldukları sözleşmelerden ayırmaya başladılar.
2010’lu yıllardan itibaren, operatör firmalar; servisleriniz için ayrı fiyat, cihazlar için farklı bir ödeme yöntemi belirlemeye başladılar. Aniden, akıllı telefonların fiyatlarının ne kadar yüksek olduğu anlaşılmaya başlandı.
Geçiş sürecinden sonra, telefon sahipleri telefon değiştirme sıklıklarını azaltmaya başladılar. Hyla Mobile’in yaptığı çalışmada, 2016 yılında kullanıcıların 2.38 yılda bir telefonlarını değiştirdiği belirtiliyor. Bu rakam 2018 yılında 2.77 seviyesine kadar yükselmiş. Yani kullanıcılar, neredeyse 3 yılda bir cihaz değiştirir duruma gelmişler.
Üç yıl, hala böyle pahallı cihazlar için nispeten kısa bir süre. Yedi yüz dolara aldığınız orta seviye bir laptop 5 yıl kullanım ömrüne sahip olabiliyor. Bin dolar üstü cihazları ise bu rakamların çok çok üstünde kullanabilme imkanınız var. Peki telefonlar için neden olmasın?
Bu sebeplerden biri, telefonların onarımlarının çok zor olmasından geçiyor. Çoğu laptop, sökülebilir bir bataryaya sahip. Bataryanız ömrünü tamamladığında tek yapmanız gereken çöpe atıp yenisini almak. Şanslıysanız tamir ettirmeniz bile mümkün. Son yıllarda çıkan akıllı telefonların neredeyse tamamı, cihazın içine gömülü bir bataryaya sahip. Bu parçaları tamir etmek oldukça zor ya da tamir edilmesi hiçbir şekilde mümkün değil.
2018 yılından itibaren yeni bir gerçek iPhone kullanıcılarının hayatına girdi. Bataryaları eskiyen Apple sahiplerinin, telefonlarının yavaşlatıldığını öğrendiler. Bir dizi dava sürecinden sonra Apple, bu konuya resmiyet getirmek adına ayarlar sekmesine pil durumlarını gösteren bir bar ekledi. Böylece, cihaz kullanıcıları bataryalarının ömürlerinin azaldığını fark ettikleri takdirde, değişimini sağlayabilir hale getirdiler.
iFixit iletişim direktörü Kay-Kay Clapp‘a göre, Apple’ın batarya hamlesi, şirket için bir dönüm noktasıydı. Artık basit bir batarya değişimiyle, telefonunuzun ömrünün uzamasının mümkün olduğu herkes tarafından bilinen bir gerçeğe dönüştü. Apple, iPhone’unuzun içerisindeki pilin firmaya değil, kullanıcıya ait olduğunu kabul etmişti.
İçindekiler
Telefonunuzu kendiniz de tamir edebilirsiniz!
Sahip olduğunuz telefona bağlı olarak, cihazınızı kendiniz de tamir edebilirsiniz. iFixit, popüler cihazları inceleyerek, bu cihazların yapısına göre bir tamir edilebilirlik skoru belirliyor. Bay Clapp, akıllı cihazların son yıllarda tamir edilebilirlik oranlarının düştüğünü söyledi. İster cihazınızı kendiniz tamir edin istersenizde servise götürün bu cihazınızın ömrünün artmasını sağlayacaktır.