Türk Dil Kurumundan dijital dünyanın gidişatını değiştirecek, yapay zekaya Türkçe’nin gücünü kazandıracak dev bir adım geliyor. Türk Dil Kurumu Türkçe düşünen yapay zeka modeli geliştiriyor.
İçindekiler
Türk Dil Kurumu, büyük dil modeli ile Türkçeyi yapay zekanın merkezine yerleştirmeye hazırlanıyor
Dijital dünyanın merkezinde yer alan yapay zeka, artık sadece teknolojik bir gelişme değil, aynı zamanda bir kültür politikası meselesi haline geldi. Türkiye’de bu konuda önemli bir adım atan Türk Dil Kurumu, tamamen Türkçe düşünen yapay zeka sistemleri geliştirmek üzere harekete geçti. Yapay zekanın yalnızca teknik değil, aynı zamanda dil temelli bir yapı olduğunu vurgulayan TDK, bu alandaki eksikliği büyük bir dil modeli ile kapatmayı hedefliyor.
Türkçe düşünen yapay zeka kavramı, yalnızca Türkiye için değil, tüm Türkçe konuşan toplumlar için kritik öneme sahip. Özellikle Türkçe gibi kendine özgü yapısı olan dillerin, global sistemlerde doğru temsil edilebilmesi için yerli çözümler kaçınılmaz hale geldi. TDK Başkanı Prof. Dr. Osman Mert, bu sürecin sadece bir yazılım projesi olmadığını, aynı zamanda dil bilimi, kültür ve eğitim politikalarının kesişiminde yer aldığını belirtiyor.
Mevcut sözlük verilerinin yetersiz olduğunu dile getiren Mert, 130 bin civarında olan kelime dağarcığının 1 milyonun üzerine çıkarılmasıyla yapay zeka modellerinin daha doğru ve etkili çalışacağını söylüyor. Bu hedefe ulaşmak için Ulusal Türkiye Derlemi gibi projelerle Türkçe yazılı kaynakların kapsamlı şekilde toplanması planlanıyor.
Türkçe düşünen yapay zeka geliştirilirken yalnızca teknoloji firmalarının değil, dil bilimcilerin de sürece dâhil edilmesi gerektiğinin altı çiziliyor. Çünkü yapay zeka, bilgiyi dille öğrenir; dili doğru anlamayan bir sistemin bilgi üretmesi mümkün değil. Prof. Dr. Mert’e göre her ülkenin geliştirdiği yapay zekâ sistemleri, kendi kültürel ve siyasi bakış açısını da içinde barındırıyor.
Örneğin, bir uluslararası yapay zekâ sistemine Filistin meselesi sorulduğunda, nesnel bilgi yerine belirli bir ülkenin bakış açısı sunulabiliyor. İşte bu nedenle Türkiye’nin Türkçe düşünen yapay zeka sistemlerine sahip olması, ulusal çıkarlar açısından da hayati görülüyor.
Bununla birlikte Türkçeyi koruma kanunu da gündemdeki önemli başlıklardan biri. Son yıllarda dilimize giren “airfryer” gibi yabancı kökenli kelimeler, Türk Dil Kurumu tarafından kültürel erozyonun bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Eğer önerilen kanun hayata geçirilirse, Türkiye’ye ithal edilen her ürünün önce TDK‘ye başvurarak Türkçe karşılığıyla piyasaya sunulması gerekecek. Bu da hem dilin hem de Türkçe düşünen yapay zeka sistemlerinin gelişimine katkı sağlayacak.
Türk Dil Kurumu‘nun öncülüğünde başlatılan bu devrim niteliğindeki girişim, yalnızca teknik bir hamle değil, aynı zamanda Türkçe‘nin geleceğini koruma mücadelesi. Geliştirilecek olan büyük dil modeli sayesinde, Türkçe düşünen yapay zeka sistemleri hem ulusal bilginin işlenmesinde hem de küresel dijital rekabette Türkiye’nin yerini sağlamlaştırmasında önemli rol oynayacak.
İlginizi Çekebilir: ChatGPT GPT-4 modeli tarih oldu! Ücretsiz kullanıcılar hangi modeli kullanacak?
Peki siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi yorumlar kısmında belirtebilirsiniz. Daha fazlası için bizi takip etmeyi unutmayın.