TÜBİTAK IŞIK Yüksek Güçlü Lazer Sistemi, Türkiye’nin savunma teknolojilerinde dışa bağımlılığı azaltma hedefinin somut adımlarından biri olarak sahaya iniyor. 25 Eylül 2025’te Kırıkkale’de gerçekleştirilen nihai kabul testiyle projede kritik bir eşik daha başarıyla geçildi; sistemin hem teknik yeterliliği hem de sahada kullanılabilirliği doğrulandı.
İçindekiler
TÜBİTAK IŞIK Yüksek Güçlü Lazer Sistemi nedir, nasıl çalışır?
TÜBİTAK IŞIK yüksek güçlü lazer sistemi, sahadan hedef tespiti ve takip verisi alarak lazer enerjisini doğrudan hedefe yönlendiren entegre bir platform. Temel bileşenleri arasında yerli 20 kW gücündeki lazer kaynağı, optik yönlendirme birimleri, komuta-kontrol yazılımları ve ASELSAN tarafından geliştirilen hedef takip sistemi bulunuyor. Sistem; radar ve hava savunma sensörleriyle entegre çalışarak tehditleri anında tespit ediyor, takip ediyor ve lazer etkisini hedef üzerinde uygulayarak tehditleri geçici veya kalıcı olarak etkisiz hale getiriyor.
Teknik kapasite ve yetenekler
- Güç: Yerli üretim 20 kW fiber lazer kaynağı.
- Menzil & Etki: Hedefleri 5 km mesafeye kadar körleştirme/deny (geçici bertaraf); 1.5 km içinde sabit ve hareketli hedeflere karşı kalıcı imha kapasitesi.
- Entegrasyon: Radar ve hava savunma sistemleriyle tam uyumlu komuta kontrol arayüzü.
- Taşınabilirlik: Modüler ve taşınabilir tasarım sayesinde kara ve deniz platformlarına, sabit savunma noktalarına hızlı konuşlandırılabilme.
- Yerlilik oranı: Kritik bileşenlerde %85 seviyelerine varan yerlilik.
TÜBİTAK IŞIK kullanım alanları neler?
IŞIK, özellikle dron tehditlerine karşı kritik bir savunma hattı oluşturuyor. Sistem; kritik tesis koruması, sınır ve üs savunması, deniz platformlarının yakın bölge koruması ve hava tehdidi izleme entegrasyonları gibi çok yönlü görevlerde kullanılabilir.
Sahada getirdiği başlıca faydalar şunlar:
- Hızlı müdahale ile tehditlerin anında etkisizleştirilmesi,
- Saha ekiplerinin fiziksel müdahale ihtiyacının azalması ve lojistik yükün düşürülmesi,
- Operasyonel maliyetlerde uzun vadeli azalma (yakıt, bakım, insan kaynağı gibi kalemlerde tasarruf),
- Karbon emisyonlarında yıllık ciddi azalma potansiyeli (saha araç kullanımı azalmasıyla ilişkilendirilen çevresel kazanımlar).
TÜBİTAK BİLGEM’in lazer teknolojileri yolculuğu 2015’teki 1 kW fiber lazer kaynağıyla başladı. 2019’da KOBRA araca monte edilen 1.25 kW’lık ARMOL ve aynı yıl laboratuvarda gösterilen 5 kW üniteler, kurumun adımlarını hızlandırdı. 2022’de mobil KİRPİ platformuna monte edilen 5 kW JARMOL ise saha deneyimini artırdı. Bu birikim, IŞIK projesinin 20 kW tabanına ve nihai başarılı kabul testine ulaşmasında belirleyici oldu.
Projede modüler mimari ve yüksek yerlilik hedeflendi: alt sistem tasarımları, lazer kaynakları, optik yönlendirme birimleri ve C2 yazılımları büyük oranda yerli imkanlarla geliştirildi. TÜBİTAK SAVTAG desteği ve ASELSAN gibi milli sanayi ortakları sayesinde hedef takip, yönetim ve entegrasyon kabiliyeti güçlendirildi. Bu yaklaşım, kritik tedarik zincirlerinde bağımsızlık ve sürdürülebilir tedarik avantajı sunuyor.
TÜBİTAK IŞIK gelecekte nelere kapı aralayacak?
IŞIK’ın en önemli teknik kazanımlarından biri ölçeklenebilir mimari olması. Sistem; modüler yapısı sayesinde 100 kW ve üzeri güç seviyelerine yükseltilebilecek şekilde tasarlandı. Bu, kısa vadede 20 kW tabanlı kullanımın ötesine geçerek daha uzun menzilli ve yüksek etkili lazer kabiliyetlerine geçiş için yol açar. Aynı zamanda yazılım tabanlı iyileştirmeler, optik optimizasyon ve tedarik zinciri güçlendirmeleriyle sistemin yetenekleri kademeli olarak artırılabilecek.
İlginizi Çekebilir: Türkiye’de Uydu Tabanlı Sayaç Okuma Sistemi yaygınlaşmaya başladı!
IŞIK projesi, Türkiye’yi askeri tip yüksek güçlü lazer sistemleri geliştirebilen ülkeler arasına taşıdı ve enerji, optik ile komuta kontrol teknolojilerinde bir know-how birikimi oluşturdu. Bu altyapı, savunmanın yanı sıra sivil güvenlik ve kritik altyapı korumasında da ileri uygulamalara kapı açıyor.
Peki siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Sizce TÜBİTAK IŞIK Yüksek Güçlü Lazer Sistemi, Türkiye’nin savunma kabiliyetleri ve yerli teknoloji ekosistemi için ne kadar belirleyici bir adım? Düşüncelerinizi yorumlar kısmında belirtebilirsiniz. Daha fazlası için bizi takip etmeyi unutmayın.