Sinema dünyasının son yıllardaki en önemli yönetmenlerinden biri olarak kabul edilen Christopher Nolan’ın yeni filmi “Oppenheimer” geçtiğimiz günlerde vizyona girdi. Ünlü fizikçi ve atom bombasının mucidi kabul edilen Oppenheimer’ın hayatını konu alan film, sadece büyüklüğüyle değil, sinematografik detaylarıyla da dikkat çekiyor. İşte filmi gerçek bir başyapıt yapan her şey!
İçindekiler
Oppenheimer O Kadar Kaliteli ki, Türkiye’de Bile Tam Kalitede İzleyemiyorsunuz!
Oppenheimer’ın kilometrelerce uzunluktaki dev makarası ve çekiminde kullanılan özel formatlar, sinemaseverleri heyecanlandırıyor. Film rulosunun yaklaşık 270 kilogram ağırlığında ve 17,7 kilometre uzunluğunda olduğu bilgisi, Oppenheimer’ın teknik anlamda ne kadar büyük bir yapıt olduğunu ortaya koyuyor. Bu devasa makara, filmin çekiminde kullanılan özel formatlardan kaynaklanıyor.
Oppenheimer, özel bir IMAX formatında çekildiği için tam kalitesinde yalnızca özel IMAX sinemalarda izlenebilecek. Filmin eşsiz 1.43:1 en boy oranı, sinema dünyasında nadir kullanılan bir format olarak öne çıkıyor. Bu özel oran, filmdeki atmosferi ve duygusal derinliği artırarak izleyicilere farklı bir deneyim sunuyor. Ancak, bu formatın kısıtlı sayıda sinema salonlarında gösterilebilmesi nedeniyle, Oppenheimer’ı bu orijinal formatta izleyebilecek olan salonların sayısı dünya genelinde sınırlı.
Öyle ki, ülkemizdeki normal IMAX salonlarında filmi orijinal formatıyla izlemek mümkün olmayacak. Orijinal çekimlerde kullanılan 1.43:1 en boy oranı, ülkemizdeki IMAX salonlarında 2K görüntüyle sunulacak. Bu da filmin büyük bir kısmının kırpılarak gösterilmesi anlamına geliyor. Oysaki ülkemizde bulunmayan bazı özel IMAX salonlarında Oppenheimer’ı 18K görüntü kalitesinde izlemek mümkün olacak.
Bunun nedeni ise söylediğimiz gibi, ülkemizde bu formata uygun IMAX salonu olmaması. Türkiye’deki sinema salonları genellikle standart format olan 1.9:1 oranına uygun olarak donatılmış durumda. Henüz ülkemizde 1.43:1 en boy oranını destekleyen sinema salonu bulunmuyor. Bu nedenle, Oppenheimer’ı 1.43:1 en boy oranıyla izlemek mümkün olmayacak ve film büyük ölçüde kırpılmış bir şekilde Türk seyircilere sunulacak.
Christopher Nolan, sinemanın görselliğine ve kalitesine büyük önem veren bir yönetmen olarak biliniyor. Nolan, Oppenheimer’da da en yüksek çözünürlük ve görüntü kalitesini elde etmek için IMAX 65mm ve Panavision 65mm kameralarını birlikte kullanarak dikkat çekici bir sinema deneyimi sunuyor.
Sinema dünyasında teknolojik ilerlemelerin hızla yaşandığı bir dönemdeyiz. Geçmişte televizyonların belli saatlerde yayın yapıldığı günlerden, akıllı telefonlar ve abonelik sistemleri sayesinde istediğimiz içeriğe istediğimiz zaman ulaşabildiğimiz günlere geldik. Bu teknolojik gelişmeler, sinema sektörünü de etkiliyor.
Ancak Nolan’ın bu filmine Netflix, Disney+ gibi platformlardan ulaşamayacaksınız. Nolan gelenekselliğie önem veren bir yönetmen ve filminin değerinin ve görsel kalitesinin anlaşılması için filmin sinema salonlarında izlenmesini istiyor.
Oppenheimer’ın sunduğu görsel şölen, diğer görselliğe önem veren yapımlar gibi filmin gişede başarı elde etmesine katkı sağlıyor. Özellikle filmlerin vadettiği görselliğin önemli olduğu günümüz sinema dünyasında, Nolan’ın Oppenheimer’ıyla elde ettiği başarı, teknik detayların ve görsel kalitenin önemini bir kez daha gösteriyor.
Sinema tutkunları için Oppenheimer, hem görsel hem de teknik açıdan büyüleyici bir deneyim sunuyor. Oppenheimer, filmin özel formatını destekleyen sinema salonlarında izlendiğinde izleyicilere unutulmaz bir atmosfer ve büyülü bir sinema deneyimi yaşatıyor. Nolan’ın teknik detaylara verdiği önem ve sinemaseverlerin ilgisini çeken hikayesiyle Oppenheimer, sinema dünyasında önemli bir yer edinecek gibi görünüyor.
İlginizi Çekebilir: Nükleer Çağın Babası: Kim Bu Oppenheimer?!
Peki siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Oppenheimer’a gittiniz mi? Düşüncelerinizi yorumlar kısmında belirtebilirsiniz. Daha fazlası için bizi takip etmeyi unutmayın!