Apple en son böyle bir enflasyonist ortamla karşılaştığında bir yıldan daha kısa süre önce halka açılan, küçük bir şirketti. Bu dönemde en çok sattıkları ürün ise Apple II ev bilgisayarıydı.
İlginizi Çekebilir: Apple’ın 5G Modemiyle İlgili Geliştirme ve Yasal Sorunları Olabilir!
Mayıs ayında ABD’deki yıllık enflasyon oranı 1981‘den bu yana en yüksek seviye olan yüzde 8,6 olarak gerçekleşti. Apple’ın satıldığı diğer büyük pazarlarda da benzer enflasyon rakamları görülüyor. Ülkemizde ise yüzde 80’e varan enflasyon seviyelerini görmekteyiz.
Apple’ın küresel lojistik ve çalışan maaşlarından kaynaklanan artan maliyetlerle ve tüketicilerin azalan satın alma güçleri nedeniyle iPhone yükseltmelerini erteleme olasılığıyla karşı karşıya kaldığı görülüyor. Apple aynı zamanda bu yıl Çin’deki kapanmalardan doğan tedarik kısıtlamalarıyla 8 milyar dolarlık bir gelir kaybıyla da karşı karşıya.
Birçok firma, özellikle fiyatlama gücüne sahip olanlar, özellikle talep güçlüyse, fiyatları yükselterek artan maliyetleri müşterilerine yansıtabilmektedir. Fakat Apple ABD’de iPhone fiyatlarını artırmadı. Ancak döviz dalgalanmalarına yanıt olarak dünya genelindeki fiyatlandırmaları düzenli olarak değiştiriyor. Şirket, ülkemizde 6 Haziran 2022’de büyük bir fiyat güncellemesi yapmıştı.
Apple CEO’su Tim Cook Nisan ayında yatırımcılara yaptığı açıklamada, “Enflasyonist baskıyı görüyoruz” dedi. “Bu durum geçen çeyrekteki brüt kâr marjımızda ve son çeyrekteki operasyon maliyetlerimizde de açıkça görülüyor. Finansal direktör Luca Maestri’nin bu çeyrek için verdiği raporda da bu durum yer alıyor. Bu yüzden kesinlikle herkesin farkında olduğunu düşündüğüm bir enflasyon seviyesi görüyoruz” dedi.
İçindekiler
Artan Maliyetler
Cook, şirketin bilançosunda enflasyonun ortaya çıktığı en az iki yer olduğunu belirtiyor: brüt kar marjları ve faaliyet giderleri.
Apple’ın ilk çeyrek brüt kâr marjı 2012 yılından bu yana en yüksek seviye olan yüzde 43,7 olarak gerçekleşti. Bu rakam analistlerin beklentilerinin üzerindeydi. Ancak bu veri geçen yılın son çeyreğine göre çok hafif bir düşüş olduğunu gösteriyor.
Finansal direktör Maestri, Apple’ın kâr marjının ikinci çeyrekte düşeceğini ve yüzde 42 ile yüzde 43 arasına ineceğini söyledi. Ancak Apple’ın kâr marjları pandemi sırasında yükseldi ve tarihsel olarak hâlâ oldukça yüksek seviyelerde bulunuyor.
Şirketin ilk çeyrek işletme giderleri ise bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 19 artışla 12,58 milyar dolar oldu. Apple, ikinci çeyrekte işletme harcamalarında yaklaşık 12,8 milyar dolarlık bir artış olacağını tahmin ediyor.

Cook, Nisan ayındaki bir açıklamasında nakliyenin enflasyon ve kullanılabilirlik açısından büyük bir zorluk olduğunu belirtmişti.
Artan maliyetin diğer sebeplerinin ise yılın ilk yarısında Çin’deki Covid-19 karantinalarından kaynaklanan silikon ve üretimde kullanılan az gelişmiş çiplerin kıtlığı olduğu belirtiliyor. Cook, bazı bileşenlerin ise daha ucuz hale geldiklerini söyledi.
Apple ayrıca artan işçilik maliyetleriyle de karşı karşıya kalabilir. Şirket, Google, Amazon ve Microsoft gibi bazı rakiplerin en iyi teknoloji yeteneklerini çekmek ve elde tutmak amacıyla bu yılın başlarında ücretlerinde değişiklik yapmasının ardından, piyasa koşullarına yanıt olarak kurumsal ve perakende çalışanlarının maaşlarını yükseltme kararı almıştı.
Morgan Stanley analisti Katy Huberty, mali rapordan sonraki bir notunda, “Maliyet enflasyonundan dolayı takip ettiğimiz diğer şirketlerin kâr marjları düşüyor. Ancak Apple maliyet sepetini nispeten istikrarlı olarak görüyor. Düşük emtia maliyetleri, yüksek işçilik ve navlun maliyetlerini de dengeliyor” dedi.
Satışların Düşüşü
Sadece artan maliyetler Apple için en kötü senaryo olarak görülmüyor. En büyük risk, enflasyonun ve diğer makroekonomik koşulların Apple ürünlerine olan talebi düşürmesidir.
Ekonomistler, geleneksel olarak, bir durgunluk sırasında veya azalan satın alma gücü karşısında tüketicilerin elektronik ürünler de dahil olmak üzere dayanıklı mal alımlarını ertelediğini söylüyor.
Apple’ın durumunda bu, iki veya üç yıl önce bir telefon satın alan tüketicilerin bu yıl en yeni modele geçmemeye karar verebilecekleri ve ekonomik koşullar daha iyi olana kadar masrafları erteleyebilecekleri anlamına gelebilir.
California Üniversitesi’nden ekonomist Jim Wilcox, “Bazen sadece biraz dikkatli olmak ve satın alımları ertelemek gerekir. Biraz bekleyip görmek çok mantıklı bir finansal stratejidir” dedi.
Yatırımcılar, Apple müşterilerinin sadık olduklarını ve bu nedenle cihazlarını düzenli olarak yükseltmeye devam edeceklerini düşünüyor. Ancak enflasyonla ilgili bir olumsuzluk bu düşünceyi tersine çevirebilir ve Apple’ın kazançlarını sekteye uğratabilir.
Bernstein analisti Toni Sacconaghi bu hafta yaptığı açıklamasında, “Apple’ın çok güçlü bir ekosistemi var ve müşterileri çok sadık” dedi. “Ancak gelirlerinin çoğunun da ürün satışlarından elde edildiğini göz ardı etmemek gerekir. Bu da büyük ölçüde sadık müşteriler tarafından sağlanıyor. Durgunluğa girerseniz müşteriler satın alma işlemlerini veya yükseltmeleri erteleyebilir. Yani bu gelir akışının tam olarak sağlanamayacağı anlamına gelir” dedi.
Apple ise şu ana kadar henüz bir zayıflık sinyali göstermedi. Nisan ayında talebin yüksek kaldığını ve tüketici güveninde bozulma belirtileri görmediklerini belirttiler. Karşılaştıkları daha büyük sorunun, ürünlere olan talebi karşılayacak kadar arz olduğunu belirttiler.
Akıllı telefon ve dizüstü bilgisayar pazarı ise bazı yavaşlama işaretleri gösteriyor. Genel olarak telefon satışları düşmeye başlasa da Apple’ın akıllı telefon satışları hâlâ iyi durumda. Apple cihazları için bellek üreten Micron Technology isimli şirket perşembe günü yaptığı açıklamada; dünya çapında artan enflasyonun neden olduğu tüketici talebinin zayıflaması nedeniyle hem akıllı telefon satışlarının hem de bilgisayar satışlarının önceden tahmin edilenden düşük olacağını beklediklerini belirtti.
Son tahminlere göre, pazar payı yüzde 10 olan 400 dolar veya daha yüksek maliyetli cihazların satışlarının ise yüzde 8 düşeceği belirtiliyor.
Zengin Müşteriler Önemli Bir Faktör
Apple bazı ek maliyetleri karşılayabilir. Satışları da son iki yıldır artıyor. Rakiplerini kıskandıracak şekilde sağlıklı bir kâr marjını korudukları da söylenebilir.
Ancak Apple, bu yüksek maliyetlere hiç katlanmak zorunda da kalmayabilir.
Apple müşterileri, fiyata göre seçim yapma eğiliminde olan Android cihaz alıcılarına kıyasla önemli miktarda harcanabilir gelire sahip olma eğilimindedirler.
Counterpoint isimli şirketin yaptığı araştırmaya göre göre, “ultra premium pazarda” veya maliyeti 1000 doların üzerinde olan telefonlarda Apple, ilk çeyrekteki satışların yüzde 66‘sını oluşturuyor.
Araştırmacılar, küresel enflasyon yükselirken, giriş seviyesi ve daha düşük fiyat bandında bulunan segmentlerin daha fazla etkilenmelerinin muhtemel olduğunu belirtiyorlar.
Haziran ayındaki bir Morgan Stanley anketi, ABD’li tüketicilerin yüzde 70‘inin enflasyon nedeniyle önümüzdeki altı ay boyunca harcamalarını kısmayı planladıklarını ortaya çıkardı. Ancak varlıklı hanelerin (Apple müşterileri) mali durumları ve ekonomik gidişat hakkında daha olumlu düşündükleri belirtildi.
Analistler, 150 bin doların üzerinde geliri olan hanelerin daha dayanıklı olduklarını, en çok kesinti yapmayı düşünen grubun ise orta kademe gelir grubu olduğunu belirtiyorlar.
Şirket geçtiğimiz yıllarda iPhone fiyatlarını birkaç kez arttırmıştı.
Apple, 2017 yılında ise daha güçlü bir cihaz için ödeme yapmak isteyen müşterilerin önemli bir bölümünü çeken 1.000 dolarlık üst düzey bir iPhone modelini tanıtmıştı. Apple yakın zamanda ise 2020’nin en çok satan modeli olan iPhone 12‘nin başlangıç fiyatını 699 dolardan 799 dolara çıkarmıştı.
Reuters cuma günü yaptığı açıklamada, Apple’ın Japonya’daki amiral gemisi telefonunun fiyatını yaklaşık yüzde 20 oranında artırdığını ve giriş seviyesi iPhone 13‘ün 870 dolara çıktığını belirtti.
Şirket bu yıl içerisinde fiyatları yükseltebilir mi? Tim Cook, enflasyonist baskının herkes tarafından hissedildiğini belirtiyor. Fakat şirketten fiyatların yükseleceğine dair henüz bir açıklama gelmedi.