Geçtiğimiz yıl, oyun bağımlılığını ruhsal sağlık bozukluğu olarak tanımlayan DSÖ (uluslararası adı ile “WHO“), oyun şirketlerinin dışarıya çıkmak yerine evde oyun oynamak üzerine yaptığı kampanyalara tam destek verdi. DSÖ bu kararıyla insanları evde kalmaya teşvik ederek; sosyal izolasyonun artmasını ve Covid-19 salgınını yavaşlatmayı amaçlıyor.
İlginizi çekebilir: İzolasyon günlerinde sosyalleşmek için 5 görüntülü konuşma uygulaması
İçindekiler
Covid-19, büyük organizasyonlara olan etkilerini DSÖ üzerinde de gösterdi
Şuan dünya genelinde milyonlarca insan, hem kendi sağlıkları, hem de başka insanların sağlığı için; evlerinde izole bir hayat yaşamaya çalışıyor. Bu yöntem, bir aşı veya tedavi bulunana kadar; yeni tip koronavirüsün yayılımını yavaşlatmak için şimdilik en etkili yöntem olarak gözüküyor. Business Insider’da yer alan habere göre, pek çok oyun şirketi ortak bir adım atarak; sosyal izolasyona destek vermek amacıyla, dışarı çıkmak yerine evde oyun oynamayı teşvik eden bir kampanya başlattı.
Bizleri asıl şaşırtan ise DSÖ’nün 1 yıl sonra yaptığı bu geri vites oldu. Çünkü bundan 1 yıl kadar önce DSÖ “oyun bağımlılığı”nı bir “ruhsal sağlık bozukluğu” olarak tanımlamıştı. DSÖ’nün Uluslararası Hastalıkları Sınıflandırma Birimi (ICD), dijital oyunlara olan bağımlılığı “sürekli veya tekrarlayan oyun davranışı modeli” olarak literatüre eklemişti.
Biz, konunun uzmanı olmadığımız için; bu bir hastalıktır veya değildir diyemeyiz; fakat gündemin Covid-19 salgınından ibaret olduğu şu günlerde, oyun oynamak bir nebze de olsa insanları rahatlatacaktır diye tahmin ediyoruz. Siz de dilerseniz web sitemiz üzerinden birçok oyun tavsiyesine erişebilir ve farklı platformlarda ücretsiz sunulan oyunları güncel olarak takip edebilirsiniz. Tabi bu süreçte tek yapacağınız şey oyun oynamak olmasın diye de ekleyelim. Dinlenilmesi gereken pek çok müzik, izlenilmesi gereken pek çok film ve okunmayı bekleyen pek çok kitap da var… Eğer sizi fazla karamsarlığa sürüklemeyecek ise Albert Camus’nun “Veba” adlı romanı şu günlerde okumak için biçilmiş kaftan. Eğer salgın ile ilgili daha fazla düşünmek istemiyorsanız ise Dostoyevski’nin “Suç ve Ceza” adlı romanı sizi başka dünyalara ve farklı bakış açılarına sürükleyecektir. Daha fazla öneriye ihtiyaç duyarsanız da lütfen yorumlar aracılığıyla iletişime geçmekten çekinmeyin.
Ve son bir hatırlatma; sosyal mesafenizi korumayı ve ellerinizi bol bol yıkamayı unutmayın!