Yapay zeka ile deprem analizi için sevindiren haber geldi. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), İstanbul’da olası bir depremin etkilerini en aza indirmek amacıyla teknolojinin gücünden yararlanarak kapsamlı çalışmalar yürütüyor. AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Orhan Tatar, Türkiye genelinde doğal afetlere karşı hazırlıklı olmanın önemine dikkat çekerek, bu süreçte bilimsel verilerden, ileri teknolojilerden ve toplumsal farkındalıktan faydalanmanın hayati olduğunu vurguladı.
İçindekiler
Yapay zeka ile deprem analizi yapılacak
Tatar, depreme hazırlık çalışmalarında yapay zekanın artan rolüne değinerek, “Yapay zeka, günlük yaşamımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Bu nedenle, tüm dikkatimize rağmen bu teknolojiyi kullanmak zorundayız,” dedi. AFAD’ın Deprem Ön Hasar ve Kayıp Tahmini Sistemi (AFAD-RED) hakkında bilgi veren Tatar, bu sistemin yapay zeka desteğiyle depremler sonucu meydana gelebilecek hasar ve can kayıplarını öngörme kapasitesine sahip olduğunu belirtti.
AFAD-RED sistemi, deprem senaryoları oluşturup bu senaryoların sonuçlarını analiz ederek, kaç kişinin hayatını kaybedebileceğini, yaralı sayısını, bina ve altyapılarda meydana gelebilecek hasarları tahmin edebiliyor. Tatar, bu verilerin özellikle acil durum müdahalesi ve iyileştirme süreçlerinde son derece kritik olduğunu ifade etti. AFAD, bu yazılımı kullanarak Türkiye’nin dört bir yanında tatbikatlar düzenleyip, yerel yönetimlerle iş birliği içinde çalışarak afetlere karşı hazırlık düzeyini artırmayı hedefliyor.
Orhan Tatar, yapay zekanın deprem sonrası müdahale süreçlerinde de büyük bir rol oynayabileceğini belirtti. Hedeflerinin, yapay zeka destekli sistemleri otomatik olarak müdahale planları oluşturacak ve kaynak yönetimini optimize edecek şekilde entegre etmek olduğunu açıkladı. Bu sayede, afet sonrası müdahalelerde daha hızlı ve etkili bir yanıt verilmesi sağlanacak.
İlginizi Çekebilir: iPhone 15 fiyasko oldu! Sebebi Apple Intelligence yapay zekası!
Japonya’da depremler sonrası hoparlörler ve anons sistemleri aracılığıyla yapılan erken uyarılara değinen Tatar, dünya genelinde bu tür erken uyarı sistemlerinin sınırlı sayıda ülkede uygulandığını ve Türkiye’de de benzer sistemlerin hayata geçirilebileceğini belirtti. Ancak bu tür sistemlerin kullanımıyla ilgili olarak, toplumda farkındalık yaratmanın önemine de dikkat çekti. Bu sistemlerin, yanlış kullanıldığında veya yeterli bilinç oluşturulmadığında panik yaratabileceğini ve bunun da olumsuz sonuçlara yol açabileceğini vurguladı.
Tatar, 6 Şubat 2023’te yaşanan büyük depremler sonrasında, Türkiye’nin deprem riskine karşı daha ileri teknolojilere ve yeni inşaat tekniklerine ihtiyaç duyduğunu belirtti. Bu kapsamda teknolojik altyapının güçlendirilmesi, deprem dayanıklılığı yüksek binaların inşa edilmesi ve toplumun deprem bilincinin artırılması gerektiğini söyledi. Ayrıca, sosyolojik hazırlıkların da en az teknolojik hazırlıklar kadar önemli olduğunu dile getiren Tatar, toplumun her kesiminin depreme hazırlıklı olmasının zorunluluğunu ifade etti.
Tatar, Nepal’de 25 Nisan 2015’te meydana gelen büyük depremden önce, cep telefon hatlarında yaşanan kesintilerin, sismik aktiviteler nedeniyle gerçekleştiğini belirterek, bu tür olayların depremlerin önceden tespit edilmesi için kullanılıp kullanılamayacağı sorusuna da yanıt verdi. Tatar, “Depremin kesin zamanını ve yerini tahmin etmek mümkün değil. Ancak büyük bir deprem öncesinde yer kabuğunda bazı fiziksel değişiklikler olabilir. Nepal örneğinde olduğu gibi, bu tür verilere dayanarak bazı sonuçlar elde edilmiştir,” diye konuştu.

İstanbul’da meydana gelebilecek olası bir depremde sirenlerin devreye girip girmeyeceği konusunda ise Tatar, bu tür uyarı sistemlerinin kullanımı hakkında farkındalığın artırılması gerektiğini söyledi. İzmir’de yaşanan depremler sonrasında sirenlerin ve uyarı sistemlerinin kullanılmasıyla ilgili acı tecrübeler yaşandığını belirten Tatar, “İzmir depreminde, 2022 Ekim ayında yaşadığımız sarsıntılarda, 4,5-5 büyüklüğündeki depremlerde bile ne yazık ki paniğe kapılan insanlar, bulundukları binaların ikinci katından atlayarak hayatlarını kaybettiler. Bu tür olayları bir daha yaşamamak için toplumun bu tür uyarı sistemlerine karşı daha bilinçli olması gerekiyor,” ifadelerini kullandı.
AFAD, İstanbul ve Türkiye genelinde, deprem risklerini en aza indirmek için teknolojik altyapısını güçlendirmeye ve toplumda deprem bilincini artırmaya yönelik çalışmalarını sürdürüyor. Yapay zeka destekli sistemlerin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması, gelecekte yaşanabilecek olası depremler için hayati önem taşıyor.