Sosyal medyanın en çok takip edilen isimlerden olan İclal Aydın, bir yıllık ara sonrası köşe yazılarına yeniden başladı. Bu sefer bir gazetede değil, www.iclalaydin.com.tr adresinde yazıyor.
Sosyal ağları aktif olarak kullanıyorsunuz. Twitter ve Instagram’daki takipçilerinizin toplamı şu an bir milyona yakın. Oradaki iletişimi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’deki ilk kişisel web sitesi sahiplerinden biriyim. 1999 yılında ilk kişisel web sitemi açmıştım. Dijital platformları iyi kullandığımı düşünüyorum ama şahsi bir Facebook sayfam yok. Üç yıldan beri Twitter hesabım var. Instagram’da yazılan çoğu şeye zaman buldukça cevap vermeye de çalışıyorum. Ben aslında son 1 – 2 yıldır sosyal medyayı ilk başlardakinden daha farklı kullanıyorum. Şimdi geriye dönüp eski tweet’lerime veya
Instagram’daki paylaşımlarıma baktığımda bugünkü kullanımımdan farklı bir kullanım görüyorum. Yani benim içimdeki kişisel değişimle paralel olarak sosyal medyayı kullanımım da değişiyor. Bu değişimin sadece benimle ilgili olduğunu da inanmıyorum. Çünkü bir yandan dijital medyayı kullanıyoruz, bir yandan da kullanmayı öğreniyoruz. Nasıl öğreniyorum? Başkalarının kullanımına bakarak, bazen başkalarının kullanımımdan bıkarak veya kızarak öğreniyorum. “Hıı, demek ki dışarıdan böyle görünüyor” diyerek öğreniyorum. Bunun aynı zamanda çok ciddi bir nefis terbiyesine neden olduğunu da düşünüyorum.

Sosyal medya üzerinden yapılan tartışmalar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Ben hiçbir zaman çok provokatif bir insan olmadım. O nedenle genellikle “iyi olandan” bahsetmeye çalışıyorum. Sadece sosyal medyada değil her yerde “Ben bu pilavı beğenmedim” diyenler veya “Ben bu filmi sevmedim” diyenlerden çok fazla var zaten. Herkes onaylanmadığından şikayetçi. İçimizden biri de bir başkasına “Kardeşim ne güzel yapmışsın bu işi” desin istiyorum. Çünkü bana böyle bir şey dendiğinde ben çok mutlu olurum, oluyorum. Onun için sadece sosyal medyada değil, televizyonda ve yazıda bu işe başlarken benim tercihim kötülemek değil de iyileri öne çıkarmak oldu hep. Öte yandan tabii ki benimle aynı görüşte olmayan okurlarım, takipçilerim de var. Ancak onlar dahi tepkilerini çok efendi bir üslupla, sizli bizli dile getiriyorlar. Çoğunluğu öyle diyeyim. Mesela “Filanca siyasi meseleye yeterince destek vermediğinizi düşündüğüm için artık sizi takip etmeyeceğim İclal Hanımcım” diye mesaj gönderirler fakat bunların hiçbiri ateşli tartışmalara dönüşmez. Zaten ben de buna izin vermem, çünkü orası benim evimin salonu. Birbirlerine karşı küfürleşme ve hakaret başladığı anda silerim.
Birçok kişi sosyal medyanın gazetedeki bir köşe kadar etkili olabildiğini düşünüyor. Siz her ikisini de yapan birisiniz. Karşılaştırma yapma şansınız var mı?
Gazetede büyük bir bütünün parçasısınız. Şimdi ise ben sosyal medya hesaplarım ve web sitemle doğrudan insanların karşısındayım. Yaklaşık bir yıldır köşe yazısı yazmıyordum. Geride bıraktığımız 14 Şubat’ta tekrar yazmaya başladım ve kişisel web sitem olan www.iclalaydin.com.tr adresinde yayınlamaya başladım. Günlük gazetede yazdığım zaman da çok okunduğumu biliyordum ama şimdi yazılarımı hangi şehirden, hangi yaş diliminden, kimlerin okuduğunu görebiliyorum. Gelen yorumları yazdığım yazının konusuna göre sınıflandırabiliyorum. Mesela geçen gün “Kimse Kimseyi Sevmiyor…” başlıklı bir yazı yazdım ve birkaç saat içinde binlerce kişi okudu ve paylaştı. Bu sayede beni takip etmeyen insanlara da ulaştı bu yazı. İnternet bana “kendi kişisel medyamı” kurma şansı verdi. Ben de bu kanalları kullanarak benim duygularımı fikirlerimi merak eden, değer veren insanlara ulaşmaktan büyük zevk duyuyorum.
Bir de şöyle bir şey var; imza günlerinde okurlarınızla temas ettiğinizde üç kuşağın birden orada olduğunu görüyorsunuz. Bu televizyonda olan, yazan biri için muazzam bir haz. Tabii ki üç kuşağın bir araya gelmesinde farklı etkenler var ama bu insanlarla dijital platformlar üzerinde aynı dili konuşabilmek, onlarla aynı duyguyu paylaşabilmek de önemli diye düşünüyorum.
Seslenen Kitap projesinden bahsedebilir misiniz?
Artık yepyeni bir dünya, yepyeni bir yaşam biçimi var. Bazı değerleri muhafaza ederken bugünün şartlarına da uyum sağlamak lazım. İnsanlar diyorlar ki “Kitap okunur, dinlenmez.” Çünkü hayatın hiç değişmeyeceğini, geniş zamanların hep onlara ait kalabileceğini ya da o gözlerin hiç bozulmayacağını düşünüyor olabilirler. Trafikte çok uzun zaman geçiren veya “Okumak istiyorum ama zaman bulamıyorum” diyenler için Seslenen Kitap
çok güzel bir fırsat. Bence bu fikir Türkiye’ye çok geç bile geldi. Almanya’da ve diğer Avrupa ülkelerinde kitapların seslendirilmesi çok uzun zamandır yapılıyor. Hatta Amerika’da çok okunan kitapları Meryl Streep gibi dev oyuncular seslendiriyor. Ben de “Bir Cihan Kafes” isimli kitabımı seslenenkitap.com adresinden ulaşılan proje için seslendirdim. Bence çok keyifli bir proje oldu. Bizde de bazı oyuncular okusa kimi kitapları fena mı olur yani? Nurgül Yeşilçay ve Engin Altan Düzyatan, Mehmet Günsür, Halit Ergenç… Onların sesinden bir kitabı dinlemenin çok keyifli olacağını düşünüyorum. Çok da sattırır.

İnternetten alışveriş yapar mısınız?
Sadece iTunes’u sıkı kullandığımı söyleyebilirim. Artık hemen hemen her albümü ve filmi iTunes üzerinden alıyorum. Bazen amazon.com’u kullandığım da oluyor. Eğer Amerika’daysam ve uzun kalacaksam arkadaşlarımın istediği siparişleri internet üzerinden alıyorum.
En son ne satın aldınız?
Cyndi Lauper ve Santana’nın birer albümüyle birlikte bir korku filmi satın aldım.
İclal Aydın teknolojiyi nasıl kullanıyor?
Tam çekimlere başlarken bir arkadaşının küçük kızı İclal Aydın’ı arıyor. Küçük bir kız çocuğuyla konuşurken bile kibarlığı elden bırakmıyor. O anda bulunduğu yeri ufaklığa göstermek için telefonunun görüntülü konuşma özelliği açılıyor. Giydiği elbiseyle ilgili yorumlar yapılıyor. Bol bol gülünüyor. Sonuçta telefondaki ufaklık mutlu ediliyor. Böylece onun da Hardware Plus kapak çekimiyle ilgili güzel bir anısı oluyor. İclal Aydın teknolojiyi nasıl mı kullanıyor? Gördüğümüz kadarıyla hayatı kolaylaştırmak için… Hardware Plus olarak bilinçli ve yerinde yapılan her türlü teknoloji kullanımını sonuna kadar destekliyoruz :)