Google Pixel 8 ve Pixel 8 Pro’nun her iki amiral gemisi cihaza da harici ekran desteği getirdiği ve potansiyel olarak Samsung’un en üst düzey Galaxy akıllı telefon serisinin özellik listesinden bir sayfa kaldırdığı söyleniyor. Bu, bir monitörün USB-C bağlantı noktası aracılığıyla yakında çıkacak bir Pixel telefona bağlandığında, kullanıcılara oyun ve diğer etkinlikler için “daha geniş” bir Android çalışma alanı sağlayacağı anlamına geliyor.
Konektör, DisplayPort alternatif modunu tanıdığından, harici ekranları tanımak için Thunderbolt destekli bir USB-C bağlantı noktası gerektirmeyecek. Pixel 8 ve Pixel 8 Pro, daha büyük HDMI bağlantı noktalarını barındıracak kadar kalın olmayabileceğinden, USB DisplayPort alternatif modu bir sonraki en iyi şey olur.
İlginizi Çekebilir: Google AudioPaLM Yeni Bir Devri Başlatacak
Google bünyesindeki bir kaynağa göre, geleceğin akıllı telefonları ve yonga seti sürümleri hakkında doğru bilgiler vermesiyle tanınan Kamila Wojciechowska, Pixel 8 ve Pixel 8 Pro’nun müşteriler için daha iyi kullanım senaryoları sunacağını belirtti.
Ne yazık ki, Google’ın kullanıcıları iki amiral gemisi ile masaüstü modunu etkinleştirmek için ayrı bir yuva satın almaya zorlayıp zorlamayacağına veya modun akıllı telefon ve ekranı birbirine bağlayan tek bir USB-C kablosuna dayanıp dayanmayacağına ilişkin ayrıntılar sağlanmadı.
İlgilenilen ikinci husus, Google’ın Samsung’un DeX’ine benzer, kullanıcıların bu masaüstü modunu etkinleştirmesine izin veren özel bir uygulaması olup olmayacağı veya Pixel 8 ve Pixel 8 Pro’nun sorunsuz bir “tak ve çalıştır” çözümü sunup sunmayacağıdır. Tensor G3’ün 9 çekirdekli CPU’su ve daha hızlı UFS 4.0 depolama desteği göz önüne alındığında, yalnızca uygulamaları daha hızlı açması değil, aynı zamanda kelime işleme gibi üretkenlik uygulamalarını işlemek ve hatta bazı video akışlarını gerçekleştirmek için yeterli işlem gücüne sahip olması gerekir.
Google’ın Dokümanlar üretkenlik paketini binlerce panel ve çözünürlük kombinasyonuyla harici ekranlarda nasıl düzgün bir şekilde ölçeklendireceğini merak ediyoruz. Windows 10 ve Windows 11’deki birkaç üçüncü taraf programının bu konuda sefil bir şekilde başarısız olduğuna tanık olduk, bu nedenle Google’ın bu zorluğun üstesinden nasıl geldiğini görmek ilginç olacak.