İçindekiler
Söylentiler, efsaneler hiç bitmez. Acaba bu efsanelerin kaç tanesi doğrudur?
Teknoloji dünyasında her konuda olduğu gibi akıllı telefonlarla da ilgili bazı efsaneler vardır. Nereden, nasıl ortaya çıktığı bilinmese de herkes tarafından kabul edilen bu bilgiler ne yazık ki her zaman doğru olmayabiliyor. Gelin hep beraber bilgilerimizi tazeleyelim ve akıllı telefonlarla ilgili doğru bilinen yanlışları düzeltelim.
Bluetooth ve WI-FI Direct pilinizi bitirir
Cihazlar arası yüksek boyutlu dosya taşıması için kullandığımız Bluetooth ve Wi-Fi Direct teknolojileri günlük hayatta ihtiyaç duyduğumuz, kullanışlı teknolojilerdir. Bu konudaki genel kanı ise Bluetooth veya Wi-Fi Direct’in cihazda aktif olması durumda cihazın pilini yediği üzerinedir. Ancak gerçekten öyle mi dersiniz?
Yeni nesil Bluetooth ve Wi-Fi Direct bağlantıları kullanımda değillerken neredeyse hiç güç harcamazlar. Ne zaman siz bu bağlantı tiplerini kullanarak bir dosya transferi yaparsınız, ancak o zaman pil tüketiminde ciddi bir artış olur. Yani sonuç olarak eğer bir dosya transferi yapmıyorsanız, bu teknolojilerin cihazda aktif durumda olmasının pil ömrüne neredeyse hiçbir etkisi yok.
“Yüksek” teknik özellikler her zaman da ha iyi performans anlamına gelir
İki farklı akıllı telefonu değerlendirirken eğer teknik özelliklere düz bir mantıkla yaklaşırsanız, 16 MP’lik bir kameranın 12 MP’lik bir kameradan iyi olduğunu düşünebilir veya 8 çekirdekli bir işlemcinin 4 çekirdekli bir işlemciden daha performanslı olduğu yanılgısına düşebilirsiniz. Ancak akıllı telefonlar ve içerisinde yer alan bileşenler birçok farklı etkene sahip ve her zaman “yüksek” teknik özellikler “daha iyi” anlamına gelmez. Sanırım Apple’ın iPhone modelleri bu konuya en güzel örnek olacaktır. iPhone 6’yı ele alacak olursak cihazda yer alan 8 MP’lik arka kameranın kağıt üzerinde birçok Android cihaza göre geride kaldığını düşünebilmek mümkün. Ancak sensör kalitesi ve diğer etkenler nedeniyle iPhone 6’da yer alan kameranın Android’in çok daha yüksek MP değerlerine sahip cihazlarıyla kafa kafaya sonuçlar verdiğini görüyoruz.
Aynı durum işlemci tarafında da karşımıza çıkıyor. iPhone 6’da yer alan çift çekirdekli Apple A8 işlemcisi, birçok sekiz çekirdekli işlemciye göre daha performanslıdır.
Gece telefonunuzu şarjda bırakmak ba taryayı öldürür
Artık akıllı telefonlarımız bizim için çok şey ifade ediyor ve sabah kalktığımızda cihazımızın %100 dolu bir pile sahip olmasını istiyoruz. Bu yüzden de birçok kez gece yatmadan önce telefonumuzu şarjda bırakıyoruz. Peki bu durum bataryamızı öldürüyor mu dersiniz? Eskiden gece telefonu şarjda bırakmak gerçekten de pil ömrüne zarar veren ve kaçınılması gereken bir durumdu. Ancak teknoloji gelişti ve şu anda cihazlarımız %100 şarj olduğunu anlayıp kendiliğinden şarj olmayı bırakıyor. Yani içiniz rahat olsun, onlar artık daha akıllı!
Otomatik parlaklık uzun pil ömrü sağlar
Cihazlarımızda bulunan otomatik parlaklık özelliğinin amacı kullanıcıların bulunduğu yere göre en uygun ekran ışığına sahip olmalarını sağlamaktır. Bu ön tarafta bulunan sensör aracılığı ile yapılır ve insanlar otomatik parlaklık seçeneği ile pilin daha uzun gideceğini düşünür. Ancak gerçek şu ki sensörün devamlı çalışması da bir güç tüketiyor ve otomatik parlaklık yerine gözünüzün görebileceği kadar düşük bir parlaklık seçeneğini manuel olarak ayarlamanız aslında daha iyi.
Telefonu kapatmak, SIM kartı çıkarmak veya uçak modu beni takip edilmez kılar
Öncelikle eğer bir terörist hücresinde değilseniz ya da polisten herhangi bir nedenle kaçmıyorsanız devletin sizi takip etme ihtiyacı veya arzusu olmayacaktır. Yine de neyin sizi takipsiz kılıp neyin kılmadığını bilmekte bir sakınca yok. Uçak modundan başlayacak olursak basitçe bu modu aktif ettiğinizde Wi-Fi ve hücresel servislerin tümü kapanır. Ancak bu birinin sizi takip edebilmesini engellemez, özellikle de uydu üzerinden :)
Peki ya akıllı telefonumuzu kapatsak? Nasılsa cihazlarımızın sinyali ulaştırması için güce ihtiyacı var ve telefonumuzu kapatarak takip edilmeyi engelleyebilmeliyiz. Her ne kadar bu doğru bir düşünce olsa da bazı istisnalar mevcut. Şöyle ki, Android ekosisteminde bulunan bazı virüsler kapanış animasyonuyla sizi kandırabilir ve siz cihazınızı kapattığınızı düşünürken aslında kapatmamış olabilirsiniz. Gerçekten takip edilmemek için yapılabilecek en mükemmel durum ise bataryayı çıkartmak. Birçok film sahnesinden aklımıza kazındığı üzere eğer takip edilmek istemiyorsanız bataryayı çıkartmalısınız. Ancak tabii ki günümüzde bataryası kullanıcı tarafından çıkarılamayan birçok telefon var. Onu da unutmamak lazım.