Üniversite kampüslerinde yıllardır süren klasik yoklama sistemi tamamen değişiyor. Öğrencilerin sırayla imza attığı kağıtlar artık yerini dijital çözümlere bırakıyor. Peki bu yeni sistem nasıl işleyecek? Üniversite öğrencilerini neler bekliyor? Dijital yoklama gerçekten adil mi, güvenli mi?
İçindekiler
Üniversitelerde QR kod ile yoklama alınacak!
Üniversite sınıflarında artık ders başında kağıt kalem dolaştırılmayacak. İddia edilen ve sosyal medyada dolaşan sistemde her ders için öğretim görevlisi tarafından ders saatine özel bir QR kod oluşturulacak. Öğrenciler bu kodu kendi cep telefonlarıyla tarayarak derse katılım sağlacak. Böylece okul ortamında hem zaman kaybı ortadan kalkacak hem de başkası adına imza atma gibi sorunlu uygulamalar büyük ölçüde engellenecek.

Üniversite genelinde uygulanmaya başlanması beklenen QR kodlu yoklama sistemi, her ders için ayrı ve tekil olarak üretilen kodlarla çalışacak. Bu kodlara ayrıca süre tanımı yapılacak. Öğrenci belirlenen süre içinde QR kodu okutmazsa derse katılmamış sayılacak.
Bununla birlikte bazı kurumlarda sadece QR kod değil, mobil uygulama destekli dijital yoklama da aktif olarak kullanılacak. Öğretim görevlisi derse girdiğinde sistem üzerinden yoklamayı açacak, öğrenciler ise kendi üniversite uygulamalarına girerek “yoklamaya katıl” butonuna basacak. Bu yöntem özellikle büyük sınıflarda yoklama sürecini saniyeler içinde tamamlamayı mümkün kılacak.
Üniversite yönetimleri açısından bakıldığında dijital yoklama sistemleri yalnızca zaman kazandırmakla kalmıyor, aynı zamanda veri güvenliği ve arşivleme konusunda da önemli avantajlar sunuyor. Hangi öğrencinin hangi derse ne zaman katıldığı net şekilde kayıt altına alınıyor. Türkiye genelinde pek çok okul bu sistemle hem akademik takibi güçlendirmeyi hem de öğretim elemanlarının iş yükünü azaltmayı hedefliyor.
İlginizi Çekebilir: İllüzyonist Aref Ghafouri tutuklandı! Aref Ghafouri kimdir?
Üniversite öğrencileri tarafında ise bu değişime yönelik farklı görüşler bulunuyor. Bazı öğrenciler sistemi pratik ve hızlı bulurken, bazıları ise telefon bataryası, internet bağlantısı ve teknik aksaklıklar gibi risklere dikkat çekiyor. Ancak genel tabloya bakıldığında okul odaklı bu dijital dönüşümün geri dönülmez bir noktaya ulaştığı görülüyor.
Türkiye’de okula sisteminin giderek daha dijital hale gelmesi, uzun vadede sadece yoklama uygulamalarını değil, sınavlardan ders materyallerine kadar pek çok süreci de etkileyecek gibi görünüyor. Bu adım, eğitimde daha şeffaf, hızlı ve denetlenebilir bir yapının önünü açabilir.
Peki siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Kampüslerde başlayan bu dijital yoklama dönüşümünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Daha fazlası için bizi takip etmeyi unutmayın!






