Kale Çizgisi Teknolojisi
Uzun yıllardır tartışılan, futbol sahasına teknolojinin inmesi durumu kale çizgisi teknolojisi ile gerçekleşiyor. Bir kısım insan hatasının olması gerektiğini savunurken, diğer taraf doğru kararların peşinde.
Futbol bir spordan çok daha fazlası. Hem ekonomik, hem kültürel açıdan ülkemizde açık ara en fazla ilgi gören bu sporda ne yazık ki milli takım bazında başarıya hasret kaldık. Fakat kulüp takımları bazında bu yılı pek de kötü geçirdiğimiz söylenemez. Fenerbahçe ve Galatasaray Avrupa kupalarındaki başarılarıyla bu yıl göğsümüzü kabarttı. Ülke ligimizde ise yine futboldan çok saha içindeki kavgalar, yönetim hataları ve hakemler konuşuldu.
Belki de dünyada en fazla hakem hataları üzerinde konuşulan spor futbol. Bunun başlıca nedenlerinden bir tanesi, futbol maçlarında sürenin zaman durdurulmadan tutuluyor olması. Diğeri ise UEFA Başkanı Michel Platini gibi futbol dünyasının önde gelen yöneticilerinin, futbol maçlarındaki hakem hatalarının bir insan faktörü olduğunu, bunun da oyunun içinde tutulması gerektiğini savunması. 2010 Kasım ayında Michel Platini, FIFA Başkanı Sepp Blatter’in kale çizgisi teknolojisi üzerindeki olumlu yorumları sonrasında bir açıklama yapmıştı. “Futbol sahasındaki kararları, futbol sahasının içindekiler vermeli. Televizyon karşısındaki bir insan değil” diyen Platini, kale çizgisi teknolojisinin futbolun tadını kaçıracağını belirtmişti.
Basketboldaki tartışmalı pozisyonlarda, örneğin bir atışın üçlük çizgisinin arkasından mı yoksa içinden mi yapıldığı ya da atışın süre bittikten önce mi sonra mı yapıldığına dair soru işaretleri, hakemlerin oyun durduktan sonra tekrarını izlemeleri ile yok oluyordu. Aynı şekilde teniste de oyun durduktan sonra çizgi hakemlerinin kararına itiraz eden tenisçiler, pozisyonun tekrarını hakemlerle birlikte izleyerek doğru mu yanlış mı olduklarını görebiliyorlardı.
Yayıncılar teknolojiyi zaten kullanıyor
Ülkemizde futbol maçlarını uzun süredir Lig TV’den takip ediyoruz. Lig TV’nin son birkaç senedir kullandığı “Piero” sistemine dikkat etmişsinizdir. Maç sonrasında pozisyonların tekrarları üzerinden neredeyse milimetrelik hassasiyette ölçümler yaparak ofsayt, topun çizgiyi geçmesi gibi kritik anlarda son sözü söyleyen bir yazılım.
Piero 2004 yılında BBC için Red Bee Media tarafından geliştirilmiş bir yazılım. Televizyondan gelen 2 boyutlu görüntüleri, oluşturduğu sanal saha üzerinde 3 boyutlu bir hale çevirebilen Piero, bu sayede çoğu pozisyonda tartışmaların karar mercii oluyor.
Yayıncıların ve kulüplerin kullandığı pek çok teknoloji sayesinde artık futbol ile teknoloji tamamen iç içe. Fakat futbol sahasına gerçek anlamda teknoloji inmiş değil. Teknik direktörler günümüzde bir data yığını içerisinde yüzüyorlar. Teknolojik cihazlarla futbol sahasında pek çok istatistik ölçülebiliyor. Örnek olarak futbolcunun ne kadar mesafe kat ettiği, kaç kere depara kalktığı, deparları sırasında en yüksek hangi hıza ulaştığı, topla birlikte ne kadar hızlı ilerleyebildiği ya da topun ne hızla gittiği gibi. Bunun yanında istatistikçiler de pas sayıları, şut sayıları gibi istatistikleri tutsalar da tabii futbolun asıl olayı da Michel Platini’nin bahsettiği insan faktörü. Bu konu hakkında Arsene Wenger de “İstatistikler mini etek gibidir. Çok şey gösterir, fakat asıl görmek istediğinizi göstermez” demişti.
Brezilya 2014’te görücüye çıkacak teknolojinin testi ise ilk kez bu ay düzenlenecek olan Konfederasyon Kupası’nda yapılacak. 2003 yılında ülkemizin ilk kez katılıp 3. olduğu turnuva, bu yıl Dünya Kupası’nın hazırlığı olarak Brezilya’da 15 – 30 Haziran arasında düzenlenecek. Kale çizgisi teknolojisi ya da gol çizgisi teknolojisi ilk kez bu turnuvada denenecek.
Top yuvarlak, peki ya teknoloji?
Futbol sahalarında teknolojinin kullanılmasına FIFA Başkanı Sepp Blatter sıcak bakıyor. UEFA Başkanı Michel Platini ise bu kadar teknoloji kullanımı sonunda futbol ruhunun zarar görebileceğini düşünüyor.
GoalControl teknolojİsi
FIFA, 4 farklı başvuru arasından Alman şirketi GoalControl’ün teknolojisi GoalControl 4D’yi seçti. GoalControl 4D, 14 yüksek hızlı kamera ile çalışıyor. Bu kameraların her biri ülkemizde Lig TV’nin de kullandığı, süper ağır çekimlerde izlediğimiz tarzda kameralar. Kale ağızlarında ve sahanın farklı yerlerinde duran kameralar her anda topun kesin yerini belirliyor ve X, Y, Z koordinatlarını tutuyor. Top eğer kalenin içine girerse, 3 cm hassaslığı olan bu sistem en geç 1 saniye içerisinde hakemin kolundaki özel saate uyarı gönderiyor ve topun çizgiyi geçtiğini (doğal olarak) kocaman bir GOAL yazısıyla belirtiyor.
Sistemin diğer rakip sistemlere göre avantajı, tamamen her türlü stadyuma, kaleye ve topa uyumlu olması. Sistem aynı zamanda gol anında 3 boyutlu animasyon oluşturup istenirse stadyum ekranından taraftarlara pozisyonun gol olduğunu da gösterebiliyor.
Hakemlerin kullandığı saatlere giden sinyaller saha için şifreleniyor ve bu sayede araya kimse giremiyor. Bu sayede “yardımcı” kullanacak yayın kuruluşlarının hakemin saatine giden verilere erişme ya da zararlı kişilerin hakemlerin saatlerine yanlış sinyal göndermesinin de önüne geçiliyor.
Ülkemizde bir sporcu olarak pek çok hayranı olan, fakat futbol adamı kimliğiyle pek de sevildiğini söyleyemeyeceğimiz Michel Platini konu hakkında gayet netti. Sepp Blatter’in mi yoksa Platini’nin mi haklı çıkacağını ise anca 2014 Dünya Kupası’nda görebileceğiz.