Hibrit araç ÖTV iadesi talebi konusunda uzun süredir devam eden hukuki süreçte önemli bir karar çıktı. Türkiye’de özellikle Nissan Qashqai e-Power ve X-Trail e-Power kullanıcıları, araçlarının çalışma prensibi gereği tamamen elektrik motoruyla hareket ettiğini savunarak yüksek ÖTV oranına itiraz ediyordu. Ancak Danıştay, bu talepleri reddederek tartışmayı farklı bir boyuta taşıdı.
İçindekiler
Danıştay hibrit araç ÖTV iadesini neden reddetti?
Gündemdeki ÖTV iadesi tartışmasının temelinde, Nissan e-Power sisteminin klasik hibritlerden oldukça farklı bir yapıya sahip olması bulunuyor. Bu araçlarda içten yanmalı motor hiçbir zaman tekerleklere güç iletmiyor; sadece bataryayı besleyen bir jeneratör olarak çalışıyor.
Dolayısıyla kullanıcılar, aracın ruhsatta “elektrikli” olarak görünmesi ve tüm tahrikin elektrik motoru tarafından sağlanması nedeniyle daha düşük ÖTV uygulanması gerektiğini savunuyordu.
Davada öne sürülen temel iddia, bu teknolojinin elektrikli araç kategorisinde değerlendirilmesi ve dolayısıyla %80 yerine %10 oranında ÖTV uygulanması gerektiğiydi. Ancak Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu, bu talebi inceleyerek önemli bir gerekçe sundu.
Mahkeme; araçlarda kullanılan teknolojinin yorum gerektiren teknik bir konu olduğunu, ancak mevcut mevzuatta ÖTV hesaplamasının motor silindir hacmi üzerinden yapıldığını belirtti. Bu nedenle vergi dairesi tarafından yapılan tahsilatın “açık bir vergi hatası” olarak değerlendirilemeyeceğini ifade etti. Danıştay, vergi iadesi talebinin hukuken incelenemeyeceğine hükmetti.
Bu karar, e-Power sahipleri açısından önemli bir dönüm noktası niteliğinde. Çünkü araçların elektrikli yapıda çalışmasına rağmen vergisel açıdan içten yanmalı motora göre sınıflandırılması, iade davalarının kapsamını büyük ölçüde daraltmış oldu. Kısacası, ÖTV oranı teknik çalışma prensibine değil, mevzuatın temel aldığı motor hacmine göre belirleniyor.
e-Power teknolojisi neden tartışma yarattı?
Nissan e-Power sistemi, geleneksel hibritlerden ayrılan bir yapıya sahip. Tekerleklere güç tamamen elektrik motoru tarafından iletiliyor; içten yanmalı motor yalnızca bataryayı şarj eden bir jeneratör görevi görüyor. Bu da kullanıcıya fiilen elektrikli bir sürüş deneyimi sunuyor.
Nissan bu teknolojiyi şu sözlerle açıklamış:
Geleneksel hibrit sistemlerde tekerlekler bir elektrik motoru ve bir benzinli motor tarafından tahrik edilirken, e-POWER sisteminde tekerlekler, elektrikli araç gibi yüksek çıkışlı bir elektrik motoru tarafından tahrik edilir.
Buna göre, ruhsatta “elektrikli” ibaresi bulunması ve aracın hareketinin elektrik motoru ile sağlanması, sürücülerin düşük ÖTV beklentisini güçlendiriyordu. Ancak mevzuatta elektrikli araç tanımı, batarya kapasitesi, menzil, motor gücü ilişkisi ve teknoloji sınıflandırması gibi kriterlerle birlikte değerlendiriliyor. e-Power sisteminin mevcut kanun kapsamındaki karşılığı ise elektrikli değil, hibrit statüsü.
Bu karar hibrit araç sahipleri için ne anlama geliyor?
Danıştay’ın kararı, benzer özelliklere sahip hibrit ve seri hibrit araç kullanıcılarının açacağı olası ÖTV iade davalarının büyük ölçüde sonuçsuz kalabileceğini gösteriyor. Mevcut hukuki yapı değişmediği sürece, hibrit sistemler teknik olarak ne kadar elektrik odaklı olursa olsun, vergisel değerlendirme motor hacmi esas alınarak yapılacak.
Bu durum, gelecekte hibrit teknolojisinin daha yaygınlaşmasıyla birlikte mevzuatın yeniden tartışılabileceğine de işaret ediyor. Çünkü sektör gelişirken, vergi sınıflandırmalarının da teknolojiye uyum sağlaması kaçınılmaz hâle gelebilir.
İlginizi Çekebilir: Toyota Hilux efsanesi yeniden doğuyor! İşte özellikleri
Peki siz ne düşünüyorsunuz? Hibrit ve elektrik odaklı sistemler için mevcut vergi politikası sizce günümüz teknolojisini yansıtıyor mu? Görüşlerinizi paylaşabilir, gelişmeleri takip etmek için bizi izlemeye devam edebilirsiniz.





