Bugün, Türkiye’de canlı yayın platformları arasında yeni bir rekabetin fitilini ateşleyen bir gelişme yaşandı. İddialara göre, Twitch’e rakip olan Kick platformu hakkında Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) resmi bir inceleme başlattı.
İnceleme, İbrahim Haskoloğlu’nun ortaya attığı iddiayla tetiklendi. Haskoloğlu’nun sözleriyle, “Uluslararası Kumar şirketleriyle çalışan, platformunda kumara yer veren ve geçtiğimiz aylarda da Türkiye’ye giren Kick hakkında BTK inceleme başlattı.” şeklinde özetleniyor. Tartışmalı canlı yayın platformu, son dönemde Türkiye’deki birçok yayıncıya teklif götürmüş ve anlaşmalar imzalamıştı.
🔴#SONDAKİKA | Uluslararası Kumar şirketleriyle çalışan, platformunda kumara yer veren ve geçtiğimiz aylarda da Türkiye’ye giren Kick hakkında BTK inceleme başlattı. (Özel Haber) pic.twitter.com/fOpx9L8cN3
— ibrahim Haskoloğlu (@haskologlu) February 13, 2024
Kick, geçtiğimiz yıl büyük bir transferle gündeme gelmişti. Twitch’in önde gelen yayıncılarından biri olan xQC ya da gerçek adıyla Félix Lengyel, rakip platform Kick ile iki yıl için tam 100 milyon dolarlık bir anlaşma imzaladı. Bu anlaşma, yayıncı transferleri özelinde ödenen en yüksek miktarlardan biri olarak kayda geçti. Ancak dikkat çeken bir detay var: xQC, Kick ile imzaladığı sözleşmeye rağmen, istediği takdirde Twitch veya başka bir platformda yayın yapmaya devam edebilme özgürlüğüne sahip. Bu, söz konusu anlaşmanın ne denli sıra dışı olduğunu ortaya koyuyor.
İlginizi Çekebilir: Twitch Turbo Abonelik Fiyatlarına Zam Yapıldı
Peki, Kick gibi yeni kurulmuş bir platform, nasıl oluyor da 100 milyon dolar ödeyebiliyor? Burada devreye platformun finansmanı giriyor. Kick’in arkasında kripto kumar web sitesi Stake bulunuyor. Platformun temel gelir kaynağı kumar paraları olduğundan, serviste kumar yayınları ve yayıncıları oldukça yaygın. Bununla birlikte, platformun Twitch’e kıyasla denetlenme ve güvenlik açısından zayıf olduğu eleştirilerle karşı karşıya kalıyor.
Kick’in Türkiye’deki geleceği ise belirsizliğini koruyor. Ancak, platformun faaliyetleriyle ilgili şüpheler arttıkça, yakın bir gelecekte yasal düzenlemelerin getirilmesi muhtemel görünüyor. Bu durum, Türkiye’deki dijital yayıncılık sektöründe önemli bir dönemeç olabilir.