iPad, 2010 yılından beri hayatımızda olan en önemli tablet serisi. Sürekli daralma eğilimde olan tablet pazarına rağmen; iPad’in tüm hızıyla yoluna devam ettiğine şahit oluyoruz.
İlginizi çekebilir: A14 Bionic ve iPhone 12 Pro Max Antutu skoru sızdırıldı!
İçindekiler
iPad’e kimse şans vermiyordu
iPad ilk olarak piyasaya sürüldüğüne, kimlerin bir tablete ihtiyaç duyup alacağı merak konusuydu. Birçok kesim tarafından, iPad’i piyasaya süren Apple’ın yanlış bir yolda ilerlediği düşünülüyordu. Geçtiğimiz on yıllık sürece baktığımızda, yarım milyar adet gibi inanılmaz bir satış rakamına ulaşıldığı görülüyor.
iPad’in başarılı olmasının en büyük sebebi olarak, fiyatının neredeyse sabit kalıyor olmasını gösterebiliriz. 2010 yılında piyasaya sürülen iPad’in fiyatı 499 dolar iken; 2020 model iPad’in fiyatı 329 dolar, iPad Air 4’ün fiyatı ise 599 dolar. Baz model fiyatında ise ciddi bir azalma söz konusu.
Günümüz iPad’lerin en göz alıcı özelliklerinin başında elbette ki Retina ekranları geliyor. İlk iPad’de ise LCD ekran kullanılıyordu. İlk modeldeki ekran çözünürlüğü oldukça düşüktü; 1024 x 768 çözünürlüklü bir ekranda, toplam 786.432 adet piksel bulunuyordu. Bugünün iPad’i ise; 10.2 inç ekranda, 3.5 milyon piksel ihtiva ediyor. İlk iPad’de inç başına düşen piksel yoğunluğu sadece 132 idi. 2020 model iPad’de ise bu değer tam olarak iki kat artmış durumda: 264.
İlk modelin ağırlığı, şu anki iPad’lere kıyasla yarım kilo kadar daha fazlaydı. Kalınlığı ise 13.40 mm idi. Bu değerlerden de anlaşılacağı üzere, günümüz iPad’lerine göre oldukça kalın ve ağır bir yapıda olduklarını rahatlıkla söyleyebiliriz.
İlk iPad’in herhangi bir kameraya sahip olmadığını da belirtelim. Geçtiğimiz son on yılda; kamera ve kalem gibi özellikleri de bünyesine katan iPad, büyük bir yol kat etmiş durumda. Değişen bunca şeye rağmen, cihazın kullanım amacı neredeyse aynı kaldı diyebiliriz.
Steve Jobs devrimi
Steve Jobs, Apple’a geri döndükten sonra, ikili bir strateji uygulanmaya başlandı: Temel kullanıcılar için masaüstü, profesyonel kullanıcılar için masaüstü; temel kullanıcılar için dizüstü, profesyonel kullanıcılar için dizüstü. Oldukça basit bir karar gibi gözükse de, teknoloji dünyası için adeta bir dönüm noktası oldu.
Steve Jobs, 1997 yılından bahsederken; ‘‘Çok fazla ürün vardı. 15 ürün platformu ve her birinin birçok çeşidi vardı. Daha bu ürünleri biz bile tam olarak bilmiyorduk, başkalarına nasıl önerecektik?’’ ifadelerini kullanıyor.
Apple, 1997 yılında 30 çeşit ürünle pazara giriş yapmış; başarılı olmanın yolunun, çok fazla ürün çeşidi ile pazara girmek olduğunu düşünmüştü. Bu stratejinin sonu büyük bir hüsranla bitti. Mac serisi haricinde, diğer ürünlerin satışı adeta yok gibiydi.
Steve Jobs, telefon ve dizüstü bilgisayar arasındaki boşluğu fark etmiş ve bunun üzerine yoğunlaşmıştı. iPad fikrinde karar kıldığında, bunun ne denli başarılı olacağını kendisi de tam olarak öngöremiyordu. Son on yıl açıkça gösteriyor ki, bu boşluk muazzam bir şekilde kapatılmış oldu.
2011 yılında kaybettiğimiz müthiş deha Steve Jobs, Apple’ın 90‘lı yıllardaki rüyasını gerçeğe çevirdi diyebiliriz. Bugün, iPad dahil olmak üzere, her çeşit Apple ürününe yoğun bir ilgi var.