Birçok kullanıcı, monitör satın alma sürecinde teknik detaylar arasında boğularak kafa karışıklığı yaşayabiliyor. Eğer siz de bu kullanıcılardan biriyseniz; bu yazımızda monitörler ve panel tipleri ile ilgili kafa karışıklığınızı gidermeye çalışacağız.

İlginizi çekebilir: Asus ROG Pugio II oyuncu faresi incelemesi | Kullanışlılık ve sadelik bir arada!

reklam

Monitör satın alırken öncelikli olarak dikkat edilmesi gereken ilk detay: “Panel Türü”

Günümüz monitörlerinde TN, VA ve IPS olmak üzere 3 ana panel türü mevcut. Satın alacağınız monitörün panel tipinin, kullanım beklentilerinizle örtüşmesi çok önemli. Bu yüzden bu 3 panelin de avantajlarını ve dezavantajlarını bilmeniz gerekiyor. Gelin ilk olarak TN panellerle başlayalım.

TN panel tipi

Düşük gecikme sürelerinin önemli olduğu alanlarda kullanılan TN paneller, yüksek ekran yenileme hızlarını da destekleyebiliyor. Özellikle e-sporcular tarafından tercih edilen TN paneller, oyunculuk anlamında birçok avantaja sahip olsa da; iş günlük kullanıma gelince bazı dezavantajları mevcut. Renk doygunluğu anlamında rakiplerinin bir nebze de olsa gerisinde kalan TN paneller, aynı zamanda monitöre olan görüş açınızı değiştirdiğiniz zaman görüntüde bozulmalar fark etmenize neden oluyor. Eğer sıklıkla oyun oynayan ama renk doygunluğunun önem kazandığı içerikleri daha az tüketen birisiyseniz, tercihinizi TN panellerden yana kullanabilirsiniz.

Asus TUF Gaming VG27BQ

Eğer TN panele sahip bir monitör satın almak istiyorsanız, bizim de daha önce inceleme fırsatı yakaladığımız; ve bizden “Editörün Seçimi” ve “Üstün Performans” etiketi almayı başaran Asus TUF Gaming VG27BQ modeline göz atmanızı önerebiliriz. Bu modelde, Asus, Çok Düşük Hareket Bulanıklığı Senkronizasyonu (ELMB SYNC) teknolojisi ve 0,4 ms tepki süresi (MPRT) ile G-SYNC uyumluluğunu birlikte sunarak; gölgelenme ve yırtılma etkilerini ortadan kaldırabiliyor; böylece VG27BQ, yüksek kare hızlarında net oyun görüntüleri sunmayı başarabiliyor. 27 inç WQHD (2560 x 1440) HDR ekrana sahip olan VG27BQ, 165 Hz (hız aşırtma) yenileme hızına ve koşullara bağlı olarak 0,4 ms tepki süresine sahip.

VA panel tipi

Gelelim VA panellere, bu panel tipinde canlı ve doygun renklerle, görsel bir şölen yaşamanız mümkün. Ayrıca değişen görüş açılarında da, görüntüde ve renklerde bozulmalarla karşılaşmıyorsunuz. Fakat tahmin edebileceğiniz üzere VA paneller, TN panellerin aksine daha yüksek tepkime sürelerine sahip. Bu durumda da, VA paneller her ne kadar görsel anlamda tatmin edici olsa da; e-sporcular ve rekabetçi düzeyde oyun oynayan kullanıcılar için TN paneller kadar popüler değil. Fakat günümüzde, VA paneller için de tepki ve gecikme sürelerinin çok düşük rakamlara inmeyi başardığını da belirtmeden geçmeyelim.

Asus TUF Gaming VG27VQ

Yine bu noktada, VA panel tipine sahip bir monitör tercihi yapmadan önce, Asus’un TUF Gaming VG27VQ modelini mutlaka gözden geçirmenizi tavsiye ediyoruz. 27 inç boyutlu ve Full HD (1920 x 1080) çözünürlüğe sahip VG27VQ, 165 Hz ekran yenileme hızına sahip. Ayrıca bağlantı noktasında DisplayPort1.2, HDMI (v2.0), Dual-Link DVI, Audio line-in, ve kulaklık jakı bulunan VG27VQ ile, dilediğinizce görsel içerik tüketirken; başarılı oyun performansları yakalayabilmeniz de mümkün.

IPS panel tipi

Gelelim karşımıza en sık çıkan ve özellikleri itibariyle hem TN panellerle; hem de VA panellerle rekabet halinde olabilen IPS panellere. IPS panel teknolojileri günümüzde, düşük gecikme sürelerinin ve doygun renklerin bir arada sunulabilmesine olanak tanıyor. Bu iki yönde de kullanıcılar için gerekli dengeyi ve optimizasyonu sağlayan IPS paneller, oyunculuk yönünde de taleplerinizi karşılayabilmeye hazır düzeydeler. Ayrıca görüş açılarında en düşük bozulma oranı da IPS panellerde. Bu sayede monitörünüze hangi açıdan bakarsanız bakın, görüntüde ve renklerde yaşadığınız bozulma gerçekten fark edilebilecek düzeyin altında kalıyor. IPS panel tipi için dezavantaj olarak görülebilecek konu ise, maksimum parlaklık oranlarının diğer panel tiplerine göre nispeten daha düşük düzeyde kalıyor olması.

Asus TUF Gaming VG27AQ

Tercihini IPS monitörlerden yana kullanacak olanlar için, Asus’un TUF Gaming VG27AQ modeli, biçilmiş kaftan. HDR 10 desteği sayesinde canlı ve doygun renkler sunabilen VG27AQ, aynı zamanda parlaklık yönünde de çok yüksek değerlere çıkabiliyor. 27 inç boyuta sahip olan VG27AQ, WQHD (2560 x 1440) çözünürlük sunabiliyor. Bu monitör ayrıca, Motion Blur Reduction ve Adaptive-sync teknolojilerini bir arada sunmayı başarabilen ilk monitör olarak da dikkatleri üzerine çekmeyi başarmış durumda.

Asus TUF Gaming VG279QM

Buna ek olarak; oyuncu monitörleri arasında dengeleri değiştirebilecek düzeyde olan bir modelden de bahsetmemiz lazım: “Asus TUF Gaming VG279QM”. HDR desteğinin yanı sıra, 280 Hz ekran yenileme hızlarına çıkabiliyor. TUF Gaming VG279QM, ilk defa IPS bir panelde 1 Ms GtG gecikme süresi sunarak; oyuncu monitörleri arasında bir ilke imza atmış durumda. Bu sayede bu teknoloji artık, Fast IPS olarak isimlendiriliyor.

Ve son bir hatırlatma; sosyal mesafenizi korumayı, maskenizi düzgün bir biçimde takmayı, ve ellerinizi bol bol yıkamayı unutmayın! 

Microsoft son yıllarda Linux işletim sistemine oldukça önem veriyor. Şirket şimdi de Chromium tabanlı yeni tarayıcısı Microsoft Edge’i, Linux işletim sistemi için tasarlıyor.

İlginizi çekebilir: Huawei, Matebook’larda Linux ön yüklü modelleri satışa sunuyor!

reklam

Microsoft Edge, ekim ayı itibarıyla kullanıma sunulacak

Microsoft, ekim ayından itibaren Linux işletim sistemi için bir geliştirici ön izleme sürümünü kullanıma sunacak. Linux kullanıcıları, Microsoft Edge Insider üzerinden ya da Linux yerleşik paket yöneticisinden tarayıcıyı edinebilecekler.

Chromium ile birlikte işlevselliği artan Edge tarayıcı, adeta bambaşka bir kullanım deneyimi sunmaya başladı. Hız, performans, uyumluluk, gizlilik/güvenlik, geliştirilmiş bellek yönetimi ve Chrome tarayıcı ile kullanmakta olduğumuz uzantıları desteklemesiyle, adeta seviye atlamış durumda.

Açık kaynak ile yıllarca savaşan Microsoft’un bu hamlesi, şirketin açık kaynak kodlu oluşumlara bakış açısını değiştirdiğinin bir başka göstergesi.

Amazon Prime Video ile Netflix arasında gelgit yaşıyorsanız ve hangisini almanız gerektiğiyle alakalı fikriniz yoksa, gelin sizi aydınlatalım. Her ikisi de temelde internet bazlı içerik platformu olmasına karşın, birbirlerine göre avantajları ve dezavantajları bulunuyor.

İlginizi çekebilir: Amazon Prime Video televizyonda nasıl kullanılır?

reklam

Bazen tercih edersin imkansızlığı, daha fazla imkana sahip olmaya; işte her geçen gün hayatımızın derinliklerinde kendisine yer edinen internet üzerinden dizi ve film izleme platformları da tam bu noktada. Netflix ve Prime Video, her ikisi de eğlence tüketimini fazlasıyla kullanıcıya yaşatan servisler.

Bu kadar çok servis olması iyi hoş ama hangisini almalıyız? Bu servislerin birbirlerine göre iyi ve kötü yanları nedir Hazırladığımız bu rehberimizde söz konusu ikilinin sunduğu tüm özelliklere yakından bakıyoruz.

Merak ettiğiniz konulara direkt atlamak için aşağıdaki bağlantıları kullanabilirsiniz:

◾ Fiyat
◾ İçerik kataloğu
◾ Yayın kalitesi ve desteklenen cihaz
◾ Genel özellikler
◾ Sonuç

1. Prime Video vs. Netflix: Fiyat

Amazon Prime Video: Tek ücrette her şey!

Amazon Prime Video müşterileri için tek bir fiyat sunuyor; sadece 7,90 TL. Evet, gerçekten sadece. Amazon Prime sizden HD kalite için ayrı, 4K için ayrı ücretler istemiyor. Sadece 7,90 TL’yi ödüyorsunuz, sonrasında ise HDR desteği de dahil olmak üzere cihazınız ve internetinizin desteklediği kalite neyse Prime Video da size onu sunuyor.

Ayrıca bu konudan bağımsız ancak yine de küçük bir ekleme yapalım. Amazon Prime üyesi olduğunuzda sadece Video değil; ücretsiz ve hızlı (ertesi gün veya aynı gün) kargo, size özel indirimler ve sayısız e-kitap arşivine de sahip oluyorsunuz. Amazon Prime Video’yu aynı anda 3 farklı cihazda da izleyebilirsiniz.

Ve tekrar hatırlatalım: Sadece 7,90 TL.

Netflix: Nabza göre şerbet!

Netflix ise birkaç farklı abonelik seçeneği ve fiyatlandırma sunuyor. Bu sayede sadece ihtiyacınız olanı satın alabilirsiniz ve daha fazlasını istemediğiniz takdirde ek ücret ödemekten kurtuluyorsunuz.

Kazanan: Amazon Prime

Netflix’in farklı abonelik seçenekleri sunması her ne kadar yalnızca ihtiyacımız olanı satın almamız açısından mantıklı olsa da, rakibi Amazon Prime buradaki karşılaştırmada bir tık öne geçiyor.

2. İçerik kataloğu

Amazon Prime Video: Az ama öz!

Amazon Prime Video, şimdilik Netflix’e göre daha az miktarda dizi ve film kataloğuna sahip. Ancak bu, onu almamak için kesinlikle bir sebep değil. Çünkü Prime, son zamanlarda son derece rekabetçi ve birbirinden güzel orijinal içeriklerle kataloğunu epey genişletti. Sadece orijinal yapımlar da değil; Amazon Prime da HBO, Starz ve Showtime kanallarının dünya çapında nam salmış dizileri de yer alıyor.

Amazon Prime’da bulunan bazı içerikler (orijinal yapımları da dahil):

• The Boys
• The Tick
• Roseanne
• Catastrophe
• Fleabag
• The Tick
• The Marvelous Mrs. Maise
• Mozart in the Jungle
• Chemical Hearts
• The Grand Tour

Ek olarak Amazon Prime’ın dopdolu içerik kataloğunda birbirinden eğlenceli komedi şovları ve çocuklara özel içerikler de yer alıyor. Bu yönüyle Netflix’ten geri kalmadığını söyleyebiliriz.

Netflix

Netflix’in kataloğunda belki de yetkililerinin dahi tam bilmediği kadar sayısız içerik vardır. Ayrıca Netflix, dünya çapında ün salmış Harry Poter ve Yüzüklerin Efendisi gibi sayısız filmlerin yanı sıra, adeta makine gibi neredeyse her hafta kataloğuna yeni bir orijinal içerik ekliyor.

Netflix’te bulunan bazı içerikler (orijinal yapımları da dahil):

• Stranger Things
• Black Mirror
• Sherlock
• Lucifer
• La Casa De Papel
• Visavis
• After Life

Ek olarak Türk kullanıcıları ilgilendiren önemli bir nokta, Netflix’te popüler Türk yapımları ve Türkçe orijinal yapımlar da var.

Sonuç: Burada kazanan veya kaybeden yok

Amazon Prime Video’da şüphesiz daha bütçeli olduğu için daha kaliteli içerikler var. Ancak Netflix de içerik sayısı bakımından zirvenin başını çekiyor. Özellikle yabancı dizi ya da filmleri arama motorlarında arattığınızda onu Netflix’te Türkçe desteğiyle bulma ihtimaliniz, rakiplerine göre çok daha yüksek.

Netflix’le ilgili kişisel olarak eleştirebileceğim bir nokta, son zamanlardaki yapımlarının artık eskisi kadar kaliteli olmaması. Hatta kaliteli yapımlarını bile zorlama senaryolarla devam ettirerek kalitesizleştirme yolunda emin adımlarla ilerliyorlar.

Dolayısıyla gönlünüz daha farklı bir şeyler arıyorsa ve birbirinin kopyası olan içeriklerden de sıkıldıysanız Amazon Prime’ı kesinlikle denemelisiniz.

3. Yayın kalitesi ve desteklenen cihaz

Amazon Prime Video

Amazon Prime, hem 1080P Full HD hem de 4K Ultra HD kalitenin yanı sıra HDR desteği de sunuyor. Ayrıca yukarıda da belirttiğimiz gibi Netflix’in aksine, tek fiyata bunların hepsine sahip olabiliyorsunuz. Amazon Prime Video’nun desteklediği cihazlara bakalım.

a. Televizyon

b. Mobil

c. Oyun konsolları

Diğer:

• Tüm Amazon cihazları (Fire TV vb.)
• Blu-Ray oynatıcılar (LG, Panasonic, Samsung, Sony)
• Medya oynatıcılar (Chromecast, Apple TV, NVIDIA Shield vb.)

Netflix

Netflix de rakibinden geri kalmaksızın 1080P, 4K ve HDR desteğini elbette ki kullanılabilen tüm cihazlarda sunuyor; ancak 4K istiyorsanız aylık 41,99 TL’yi gözden çıkarmalısınız. Ayrıca Amazon Prime için saydığımız tüm cihazlara ek olarak, internet bağlantısı olan herhangi bir cihazda Netflix’i izleyebilirsiniz.

Bu noktada Netflix’in herhangi bir sınırlaması söz konusu değil. Hatta Netflix’in 7.1 surround ses desteği de olduğunu eklememizde fayda var.

4. Amazon Prime Video vs. Netflix: Genel özellikler

Hem Netflix hem de Amazon Prime Video, bir internet içerik platformunda olmazsa olmaz diyebileceğimiz tüm özelliklere sahip. Yalnız şahsi tecrübelerime göre Netflix’in özelliklerinin kullanılabilirliği, rakibine göre bir tık daha iyi diyebilirim.

Örneğin Prime Video’da hissedebileceğiniz ufak tefek kasılmaları Netflix’te hissetmezsiniz. Ayarların yeri ve ulaşılabilirliği daha kolay ve daha göz önünde. Elbette ki bunu Amazon Prime’ı almamak için bir sebep olarak görmeyin, zamanla el alışkanlığı oturduktan sonra her şey kolaylaşıyor.

5. Sonuç

Zevkler ve renklerin değişkenliğini de hesaba katarak bu karşılaştırmanın aslında kesin bir galibinin olmadığını söyleyebiliriz. Ama yine de bir kaç senaryoda değerlendirmemiz gerekirse;

• “Fiyat önemli değil, içerik sayısı önemli.” diyorsanız, Netflix.
• “HD kaliteye o kadar para vermek istemiyorum.” diyorsanız, Amazon Prime Video.
• “Türkçe dublajı önemsiyorum.” diyorsanız, Netflix.
• “Arkadaşlarımla ortaklaşa ödeyeceğiz ve içeriğe boğulmak istiyoruz.” diyorsanız, Netflix.
• “Büyük çoğunlukla IMDb puanı yüksek içerikler istiyorum.” diyorsanız, Amazon Prime Video.

Eğer mümkünse her ikisini de takip edin. Çünkü her ikisi de, “Bundan başkasına ihtiyacım yok.” dedirtmeyecektir. Netflix, tartışmasız gözden kaçırılamayacak kadar muazzam içeriklere sahip. Diğer taraftan rakibi Amazon Prime Video da her geçen gün kendisini The Boys gibi olağanüstü güzellikte yüksek bütçeli işlerle geliştirmeye devam ediyor.

6. Bonus

Amazon Prime Video’da diziyi izlerken o anki sahnedeki oyuncuların ve çalan müziklerin listesine tek bir yerden ulaşabiliyorsunuz. Aynı zamanda içeriğin sayfasında direkt IMDb puanını ve Türkçe desteği olup olmadığını göstermesi yönüyle işlevsellik bakımından bir tık daha ileride.

Netflix’te buna benzer özellikler yok. Bir içeriğin Türkçe desteği olup olmadığını öğrenmek için illa onu oynatmak zorundasınız. Kontrol etmek amacıyla oynattığınız her içerikler, izleme geçmişine de ekleniyor ve orası bir süre sonra adeta çöplüğe dönüşüyor.