Android ve iPhone amiral gemisi akıllı telefonlar arasındaki uçurum hiç bu kadar yakın olmamıştı. İki sistem de aklınıza gelebilecek her işlemi çalıştırabilen güçlü işlemcilerle birlikte gelmektedir. Lityum-iyon teknolojisinin gelişmesi, güç tasarruflu yonga setleri ve akıllı yazılım optimizasyonları sayesinde her ikisinin de tüm gün dayanan pil ömrüne sahip oldukları söylenebilir. Her iki işletim sistemini kullanan telefonlar da birkaç dokunuşla çarpıcı fotoğraflar ve videolar oluşturabilen kamera sistemleriyle birlikte gelir. Genel olarak yorumlarsak, işletim sistemi olarak Android veya iOS çalıştıran bir cihaz satın almanın tüketicilerin kişisel tercihe bağlı olduğunu söyleyebiliriz.
Apple, cihazlarında kullanılan hem donanımı hem de yazılımı kontrol ettiği için bir adım öne geçmektedir. Android‘in ise yeni teknolojilerde risk almaktan korkmayan birden fazla cihaz üreticisi ve fotoğrafçılığın başarabileceklerinin sınırlarını zorlayan Google gibi başka avantajları vardır.
Bununla birlikte, Android cihazların yapabileceği ancak henüz iPhone kullanıcıları tarafından yapılamayan bazı şeyler var. Android‘i özel yapan bazı özellikleri gözden geçirelim.
İçindekiler
Dosyaları USB 3.0 veya Daha Yüksek Hızda Aktarma
Android ve iPhone arasındaki bazı farklılıklar yazılım tabanlı olsa da birçoğu donanım değişikliklerine dayanmaktadır. Günümüzde mevcut olan birçok Android akıllı telefon, veri ve şarj için USB-C konnektörlerine sahiptir. Bunlar, USB 3.1 Gen 1.5 Gb/sn veya USB 3.2 Gen 2 10 Gb/sn gibi daha yüksek hızlarla gelir. Bu ikisinden daha yavaş olanının bile iPhone‘daki Lightning bağlantı noktasının veri aktarım hızının 10 katı olduğunu söyleyebiliriz.
iPhone’lar, hatta en yeni iPhone 14 Pro bile şarj ve veri aktarımı için Lightning bağlantı noktasını kullanmaya devam ediyor. Bu bağlantı noktası, optimum koşullarda maksimum 480 Mbps veri hızıyla (USB 2.0) sınırlıdır. Bu yaklaşık olarak 60 MB/s‘ye, birçok USB 2.0 sürücü için de okuma ve yazma hızlarının 30MB/s‘ye denk geldiği söylenebilir.
Android akıllı telefonlar bir USB kablo ile bilgisayara bağlandıklarında kullanıcıların telefonun dahili belleğinin tamamına erişmesine izin verir. Bu, aynı zamanda Android aygıtının dahili belleğine yeni dosyalar yüklemek için bilgisayarı kullanabileceğiniz anlamına da gelir. iPhone kullanıcıları ise yalnızca fotoğraf ve videolara, podcast’lere, müziklere, TV programlarına, sesli kitaplara, zil seslerine, sesli notlara ve satın alınan içeriklere erişebilmektedirler.
Başlatıcıyı Değiştirme
Android’in açık doğası, kullanıcılara özelleştirme imkanı sunar. Mevcut sürümlerdeki stok başlatıcı kullanışlıdır ancak Play Store‘da birçok başlatıcı uygulaması bulunmaktadır. Bunlar stok başlatıcı ile de kolayca değiştirilebilir. Bu alternatif başlatıcılar, stok başlatıcıya benzeyen bir görünüm sunar. Birden fazla üretkenlik özelliği getirirler ve uygulama simge paketleriyle yeniden kaplanmasına da olanak tanırlar. Bu başlatıcı değişimleri, Android deneyimini minimalist bir his haline getirebileceği gibi, stok başlatıcıdan daha karmaşık da olabilir. En iyi yanları ise başlatıcıların yüklenebilen uygulamalar olmasıdır. Bu nedenle istenirse stok başlatıcıya geri dönmek veya Play Store’da bulunan farklı bir başlatıcı ile değiştirmek çok kolaydır.
Apple, iPhone kullanıcıları için iOS 16‘yı piyasaya sürdüğünde, widget ekleme ve kilit ekranını özelleştirme özelliklerini sunarak kullanıcı deneyimini geliştirdi. Artık kullanıcılar ana ekranlarına widget ekleyebilir, resimleri, animasyonlu duvar kağıtlarını ve emojileri arka plan olarak kullanabilir ve odak modlarını bağlayarak arka planı dinamik olarak değiştirebilirler. iOS 14 piyasaya sürüldüğünde, iPhone kullanıcıları uygulama simgelerini ayrı ayrı değiştirmek için Kısayollar uygulamasını kullanabiliyordu. Ancak bu işlem karmaşıktı ve özelleştirilmiş simgeleri açmadan önce Kısayollar uygulamasının açılması gerektiğinden, uygulamaların açılması daha uzun sürüyordu.
Diğer Uygulama Mağazalarını Kullanma
Android cihazlarda genellikle yeni uygulamalar yüklemek için Google Play Store kullanılır. Ancak Google, Android’i sadece kendi uygulama mağazası kullanılmak üzere bir kısıtlamaya gitmemiştir. Samsung ve diğer üreticilerin de kendi Android uygulama mağazaları bulunmaktadır. Örneğin, bir üreticinin cihazlarında önceden yüklenmiş hiçbir Google uygulaması yoktur. Bu, üreticilerin Android’i kendi ihtiyaçlarına göre özelleştirebilecekleri anlamına da gelir.
Ancak Huawei gibi bazı markalar 2020 yılında ABD’de fikri mülkiyet hırsızlığı ve mali dolandırıcılıkla suçlandıkları için herhangi bir resmi Google servislerini kullanamıyorlar.
Android cihazlarda resmi olmayan kaynaklardan bulunabilen uygulamalar yan yükleme yapılabilmektedir. Bu işlem, Windows ve macOS gibi masaüstü işletim sistemlerindeki uygulama yüklemelerine benzemektedir. Bu nedenle, yan yükleme yapılan uygulamaların kötü amaçlı olabilecekleri konusunda dikkatli olmanız gerekir.
iPhone kullanıcıları yalnızca Apple App Store’dan uygulama indirebilirler. Cydia ve diğer jailbreak araçlarıyla üçüncü taraf uygulamaları yükleyebilme günleri artık geride kaldı. App Store dışından uygulama yüklemek için tek seçenek, TestFlight adlı kurumsal sertifikalar gerektiren bir uygulama kullanmaktır. AB‘nin 2023 yılında yürürlüğe girecek olan Dijital Pazarlar Yasası kapsamında iPhone kullanıcılarına da yasal olarak yan yükleme yapabilme imkanının sunulacağı belirtiliyor.
Android cihazlarda kök yetkisi elde edilerek kullanıcının sistem üzerinde tam kontrol elde etmesi sağlanabilir. Linux tabanlı olan Android işletim sistemi, kullanıcının önceden yüklenmiş uygulamaları kaldırma veya sistem dosyalarını taşıma gibi bazı görevleri yapmasını kısıtlar. Ancak kök erişim izni verildikten sonra kullanıcılar cihazda istedikleri her şeyi yapabilirler. Bu, CPU performansının artırılması veya pil ömrünün iyileştirilmesi gibi işlemleri de içerir. Ayrıca kök erişimi elde edilmiş cihazlarda sistem genelinde reklamlar engellenebilir, normalde erişilemeyen dosyalar düzenlenebilir veya kopyalanabilir. Üretici tarafından kilitlenen Android özelliklerine de erişilebilir.
Android cihazlarda kök erişim izni alındıktan sonra, üretici desteği sonlandırılmış olsa bile yazılım yeniden yüklenebilir. Bu sayede en son Android sürümü de yüklenebilir. Android’in açık kaynak yapısı sayesinde birçok cihaz için özel olarak tasarlanmış yazılımlar geliştirilmektedir. Bu özelleştirilmiş yazılımlar farklı kullanıcı arayüzleri, yeni özellikler ve performans artırıcı iyileştirmeler gibi farklı özellikler sunabilirler.
iOS’da Kök Yetkisi Elde Etme
iPhone kullanıcıları iOS uygulamaları için Cydia gibi üçüncü taraf uygulama mağazalarını etkinleştirerek, Android’deki kök erişiminin benzer bir yolunu izleyerek cihazlarını jailbreak yapabiliyorlardı. Ancak Cydia uygulama mağazası 2018 yılında satın alma işlemlerine izin vermediğinden ve çoğu jailbreak yöntemi yamalanmış veya sadece eski donanımları kapsadığından bu işlemi gerçekleştirmek artık mümkün değil. Bilinen son jailbreak yöntemi, 2021 yılında Pwn20wnd takma isimli hacker’ın unc0ver v8.0.2 ile gerçekleşmişti. Bu yöntem yalnızca A12 veya A13 Bionic çip ile çalışan iPhone’larda işe yaradı ve iOS 14.6 ila 14.8 arasındaki sürümlerde kullanılabiliyordu.
VR Oyunları Oynama
Android, birçok cihazda çalıştırılabilmeye olanak tanıyan açık kaynaklı bir işletim sistemidir. Meta‘nın son derece başarılı Meta Quest ve Meta Quest 2 VR isimli ürünleri özelleştirilmiş bir Android sürümü ile çalışmaktadır. Bu nedenle tüm Meta Quest içeriği Android’in çok yönlülüğünü gösterir. Ayrıca kullanıcılar Meta mağazasında olmasa bile cihazlarına yerel olarak yüklenebilen Android uygulamalarını da kullanabilirler. Bu özellik, Meta Quest başlıklarında VR oyunları oynarken sohbet için Discord‘u veya arka plan müziği için Spotify‘ı çalıştırmayı mümkün kılar.
Apple bir süredir sanal, artırılmış ve karma gerçeklik cihazları üzerinde çalışıyor. Ancak cihazların çıkış tarihi sürekli erteleniyor. İlk cihazın 3.000 dolar civarında bir fiyatla piyasaya sürüleceği söyleniyor. Bloomberg‘e göre cihazların FaceTime video konferansı, yakındaki Apple cihazlarının dokunmadan kontrolü ve video içeriği için mevcut iOS ekosistemiyle bağlantı kuracağını söylüyor. Burada herkesin merak ettiği şey ise Apple’ın bu kadar geç piyasaya sürmesine rağmen pazar segmentinde belirleyici bir ürün yaratıp yaratamayacağıdır.
Katlanabilir cihazlar, son yılların en popüler teknolojik trendlerinden biri haline geldi. Şu anda piyasada bulunan tüm katlanabilir akıllı telefonlar Android işletim sistemini kullanıyor. Samsung, 2013‘te içe doğru kavisli Galaxy Round modeliyle başlayarak, 2019’da piyasaya sürülen Galaxy Fold ile katlanabilir cihazlar konusunda öncü bir rol üstlendi. Samsung, beşinci nesil katlanabilir telefonları 2023 yılında piyasaya sürmeyi planlıyor.
Apple kullanıcıları, katlanabilir bir akıllı telefon sahibi olmak için şimdilik beklemek zorunda kalacaklar gibi görünüyor. Tedarik zinciri analizleri, verilen patentler ve ipuçları, Apple‘ın katlanabilir cihazlar üzerinde çalıştığını ortaya koyuyor. Ancak hangi formatı tercih edecekleri henüz bilinmiyor. Klasik bir kapaklı telefon olan Galaxy Z Flip 4 veya Moto Razr benzeri bir model olabileceği gibi, iPad mini boyutunda bir telefonla Galaxy Z Fold 5‘e rakip olabilirler. Ayrıca MacBook gibi kısmen açılabilen katlanabilir bir iPad de olası bir seçenek olarak gösteriliyor. Ne tercih ederlerse etsinler, Apple’ın katlanabilir cihazları piyasaya sürüldüğünde satışlarının oldukça yüksek olması bekleniyor. Ancak şimdilik Android işletim sistemine sahip cihazlar katlanabilir pazarın hakimiyetini sürdürüyorlar.
Optik Zoom
Birçok amiral gemisi akıllı cihazın arkasında en az iki, genellikle üç ve bazen dört farklı kamera türü bulunmaktadır. Akıllı telefon kameraları zamanla daha fazla sensör eklenerek geliştirilmişlerdir. Genellikle geniş açılı yüksek megapiksel sayısına sahip bir ana lens ve daha az megapiksele sahip ultra geniş açılı bir lens kullanılıyor.
Bunlara üçüncü bir lens eklendiğinde, bu genellikle akıllı telefona optik yakınlaştırma özellikleri ekleyen bir telefoto olmaktadır. Samsung Galaxy S22 Ultra‘da dört kamera bulunuyor. Bunlardan ikisi 3x ve 10x zoom özellikli 10 megapiksel telefoto lens, biri geniş açılı ve diğeri ultra geniş açılı bir lenstir. Google Pixel 7 Pro ise 48 megapiksellik 5x bir telefoto lense sahiptir. Her iki Android cep telefonunun da özelliği, 10 megapiksel Samsung lens ve 48 megapiksel Google lensin periskop lens adı verilen özel bir telefoto türü olmasıdır. Bu lens, aynaların ve lenslerin telefon içine yatay olarak yerleştirilerek daha yüksek yakınlaştırma seviyeleri elde edilmesini sağlar. Xperia 1 IV’de ise sabit lensler yerine hareketli lens parçaları bulunmaktadır. Bu, kullanıcılara optik zoom çıkışı ile daha gelişmiş bir konfigürasyona sahip olma seçeneği sunmaktadır.
Apple’ın iPhone’unda henüz bir periskop lens konfigürasyonu yok. Ancak söylentiler iPhone 15‘te bir tane bulunacağını söylüyor. Apple, son modellerine telefoto lensler ekledi. Ancak bu lensler yalnızca Pro sürümlerinde mevcut. iPhone 11 Pro, 2x optik yakınlaştırma olan telefoto lense sahip ilk modeldi. iPhone 12 Pro‘da 2,5x telefoto lens, iPhone 13 Pro’da 3x optik yakınlaştırma ve iPhone 14 Pro‘da da 3x optik yakınlaştırma bulunuyor.
Daha Hızlı Şarj
Android akıllı telefonlar, şarj hızı konusunda iPhone’a göre önemli bir avantaja sahiptir. Bunun nedeni Apple’ın pil sağlığına öncelik vermek için şarj hızlarını sınırlamasıdır. iPhone 14 Pro ve iPhone 14 Pro Max’te maksimum kablolu şarj hızı 27 W‘dır. MagSafe kablosuz şarj cihazlarıyla maksimum 15 W ve Qi uyumlu kablosuz şarj cihazlarında ise 7,5 W‘dır. Android tarafındaki en büyük rakibi Samsung, en son Galaxy S23 akıllı telefon serisinde 45W‘a kadar hızlı şarj sunmaktadır. Ancak diğer Android üreticileri bunu daha da ileri götürmektedir.
12 GB RAM ve 256 GB depolama alanına sahip olan OnePlus 10R 5G Sierra Black modeli SuperVOOC şarjı ile 80 W veya 150 W SuperVOOC ile şarj etme imkânı sunmaktadır. Yakın zamanda piyasaya sürülen OnePlus 11 5G, 240V’da 100W veya 120V’da 80W ile şarj edilebiliyor. Bu, pili yaklaşık 30 dakikada tamamen şarj etmek için yeterli bir hızdır. Ancak herhangi bir Android telefondaki en hızlı şarj hızı değildir. Kablolu hızlı şarjda 200 W ve kablosuzda 65 W şarj hızı ile Vivo iQOO 10 Pro birinciliği alırken, Xiaomi’nin alt markalarından biri olan Redmi, Redmi Note 12 Discover Edition ile birlikte verilen 210 W şarj aleti ile dokuz dakikada şarj edilebilen 4.300 mAh pile sahiptir.
Diğer Cihazları Şarj Etme
Orta seviye Android telefonlar bile artık ters kablosuz şarj özelliğiyle gelmektedir. Bu, telefonunuzun kulaklığını veya diğer cihazlarınızı şarj edebilmenizi sağlıyor. Motorola Edge (2022) 30W kablolu şarj, 15W kablosuz şarj ve 5W ters şarj özelliğine sahiptir. Ayrıca 480$‘lık Nothing Phone 1’de de 5W ters kablosuz şarj özelliği bulunmaktadır. Böylece prizlerden uzaktayken kulaklığınızı şarj edebilirsiniz. 2023 ve sonrasında üretilen tüm akıllı telefonlara standart olarak eklenmesi gereken bir özelliktir.
9to5Mac‘e göre Apple, kendi ters kablosuz şarj çözümüyle ilgili çalışmalarını sürdürüyor. Kaynaklar bu özelliğin 2022’de iPhone 14 Pro ile çıkması gerektiğini ancak geç kalındığını belirtiyor. Apple’ın bir süredir bu özellik üzerinde çalıştığı da sızdırılan haberler arasında. iPhone 12 çıktığında MagSafe Pil Paketi destek sayfalarında, pil paketinin iPhone 12’ye takılarak şarj edilebileceği yazıyordu. Bu, ters kablosuz şarj gibi görünüyor. Ancak şu anda tek bir aksesuarla sınırlı olduğu söylenebilir.
Birden Çok Kullanıcı Oluşturma ve Misafir Modunu Kullanma
Akıllı telefonlarımızda bulunan kişisel bilgilerimizin önemini düşünürsek, bu cihazların öncelikle tek kullanıcılı olması iyi bir özellik olarak karşımıza çıkıyor. Cihazınızın bir başkası tarafından ele geçirilmesi kötü sonuçlar doğuracaktır. Bilgisayarlar, verilerin farklı kullanıcılar arasında paylaşılmaması için birden fazla kullanıcı hesabı kurabilme özelliğiyle bu sorunu çözebiliyor.
Android akıllı telefonlar da bu işlevselliğe sahiptir ve her biri kendi Google hesabına bağlı birden çok kullanıcı oluşturma özelliğiyle donatılmıştır. Bu özellik sadece verilerinizi değil, uygulamalarınızı, ayarlarınızı, duvar kağıtlarınızı ve diğer özelleştirilebilir öğelerinizi de korur. Aynı donanımı paylaşırken bile, her kullanıcının kendi cihazına sahip olması gibi bir durum ortaya çıkar. Her kullanıcının oturum açmak için bir şifresi veya kilit kodu vardır. Böylece başka birinin verilerine erişemezler. Android telefonlar Misafir Modu özelliğini de kullanabilir. Bu özellik, varsayılan olarak yüklü uygulamalarla boş bir kullanıcı hesabı açar. Böylece çevrimiçi işlemler gerçekleştirebilir veya uygulamaları veya Android’in izin verdiği herhangi bir şeyi yükleyebilirler. İşiniz bittiğinde, “Misafiri kaldır” düğmesine dokunarak geçici kullanıcının tüm izlerini silebilir ve hem onların hem de kendi gizliliğinizi korursunuz.
İlginizi Çekebilir: iPhone 15 Pro Max Fiyatı ile Dudak Uçuklatacak
iPhone kullanıcıları içinse bu işlemi gerçekleştirmenin bir yolu yoktur. Başka bir kişi teknik olarak iPhone’unuzdaki Apple Kimliğine giriş yapabilir, ancak iOS aynı anda yalnızca bir Apple Kimliğinin etkin olmasına izin verdiği için öncelikle sizin oturumunuzu kapatmaları gerekmektedir.
Bir Uygulamanın Birden Çok Kopyasını Çalıştırma
Eğer aynı uygulamada farklı hesaplarda oturum açmak istiyorsanız, Android size yardımcı olabilir. Örneğin, kişisel ve iş hesapları için iki farklı WhatsApp hesabı veya Facebook/Messenger için iki farklı hesap oluşturmak isteyebilirsiniz. Samsung, Xiaomi, Oppo ve OnePlus gibi markalar belirli uygulama türlerini klonlama yeteneği sunarlar. Bu sayede aynı anda iki kopya çalıştırarak farklı hesaplarda oturum açabilirsiniz. Samsung bunu Dual Messenger olarak adlandırır. Samsung, klonlamayı mesajlaşma ve sosyal medya uygulamalarıyla sınırlamaktadır. OnePlus’ta buna Paralel Uygulamalar denir. Buradaki sınırlama Samsung’un uyguladığı kadar katı değildir. Ancak yüklediğiniz her uygulama da desteklenmez. Oppo ise bunu Clone Apps olarak tanımlar ve OnePlus’a benzer bir uyumluluk listesi sunar. Play Store’daki Parallel Space gibi üçüncü taraf uygulamalar ile bütün uygulamaları değil ancak çoğu Android uygulamasını klonlamak mümkündür.
iPhone’larda ise herhangi bir uygulama simgesini kopyalayarak birden fazla ana ekranda kullanabilirsiniz. Bu, birden fazla “Odak modu”nda kullanmak istediğiniz bir uygulamanız varsa kullanışlıdır. Ancak bu, uygulamanın farklı bir kullanıcı hesabıyla oturum açabileceğiniz ikinci bir sürümü değildir.
Bölünmüş Ekranda İki Uygulama Çalıştırma
Android işletim sistemini kullanan akıllı telefonlar bölünmüş ekran modunda iki uygulamayı aynı anda göstererek birden fazla görevi aynı anda yapabilme özelliğine sahiptir. Bu özellik, ilk Google Pixel telefonunun piyasaya sürülmesinden birkaç ay önce 2016 yılında Android 7.0 ile tanıtılmıştır. Ekranın yönüne göre iki uygulama ya yan yana ya da üst üste yerleştirilebilir. Aralarındaki bir ayırıcı ile uygulama büyütülebilir ya da küçültülebilir. Android 12′nin piyasaya sürülmesiyle çoklu pencere modu tüm uygulamalar için varsayılan hale getirilerek, uygulamaları çoklu pencerede açmak daha kolay hale getirilmiştir.
iPhone kullanıcıları ise bölünmüş ekran işlevine sahip değillerdir. Ancak iPadOS, Bölünmüş Görünüm özelliği sayesinde iki uygulamayı yan yana gösterme özelliğine sahiptir. Büyük bir uygulamanın yanında kayan daha küçük bir uygulama penceresi olarak da görüntülenebilen uygulamalar, iPad’lerde “Slide Over“ olarak bilinirler. Ancak iPhone’un daha küçük ekrana sahip olması nedeniyle uygun bir bölünmüş ekran modu bulunmamaktadır. Bazı uygulamalar için resim içinde resim özelliği kullanılabilir ya da tam ekran uygulamanın üzerinde gezinmek mümkündür. Ancak tam bölünmüş ekran özelliği sunulmamaktadır.
GIF Kullanımı
Android’deki varsayılan klavye Gboard‘dur ve iPhone’larda bulunan Apple Klavyesi’nde olmayan bir dizi özellik içermektedir.Bu özellikler arasında, sosyal medya gönderilerine hızlı bir şekilde animasyonlu GIF’lerle yanıt vermenizi sağlayan dahili bir GIF klavyesi mevcuttur. Gboard ayrıca, bir iPhone’da harf ve sayı klavyeleri arasında geçiş yapmadan sayıları yazmak için kullanışlı olan QWERTY klavyenin üst kısmında tam bir sayı satırı da gösterir. QWERTY dışındaki düzenleri kullanan kullanıcılar, Gboard’da QWERTZ, AZERTY, DVORAK ve COLEMAN gibi daha fazla seçenek bulabilirler. iPhone kullanıcıları ise sadece QWERTY, QWERTZ ve AZERTY ile sınırlıdır. Gboard, 120‘den fazla dili destekler ve gerçek zamanlı çeviri yapabilme özelliğiyle de birlikte gelir. Ayrıca Emoji Kitchen özelliği sayesinde, iki farklı emojiyi birleştirerek yeni bir emoji oluşturabilirsiniz.
Gboard’un Android kullanıcılarına sağladığı bir diğer büyük avantaj bulunmaktadır. Herhangi bir tuşa uzun basıldığında sayılar, noktalama işaretleri ve aksan işaretleri hızlı bir şekilde görüntülenebilmektedir. Gboard’da ayrıca farklı renkler, manzaralar ve klavyeyi duvar kağıdınıza göre otomatik olarak uyacak şekilde yeniden temalandıran dinamik renkler gibi daha derin temalar da sunulmaktadır.