Kendi kendine gidebilen, tek tuşla birçok numara yapan, hatta uçan otomobilleri pek çoğumuz bilim kurgu filmlerinde izlemişizdir. Bunlar arasında artık efsane olan Kara Şimşek (Knight Rider) dizisindeki akıllı otomobil KITT’i de birçoğumuz bilir. Hatırlayacağınız üzere KITT, hem kendiliğinden gidebiliyor hem de konuşabiliyordu. Otomobil teknolojisinin daha çok ilerlemediği 80’li yılların başında filme çekilen Kara Şimşek, hayali bir figür olmanın ötesine geçmeyi başaramamıştı o dönemde. Gelişen teknolojinin etkisiyle günümüzde cep telefonlarında bile benzer ekipmanları kullanmaktayız, yani durum artık çok farklı.
Apple ile hayatımıza giren sanal yardımcımız Siri, güvenliğimiz için geliştirilen çarpışma önleyici sistem, şerit takip asistanı, hayatımızı kolaylaştıran otomatik park ve adaptif hız sabitleyici gibi birçok üstün sürüş özelliklerine sahip teknolojiler, artık hayatımızın olmazsa olmazları arasında.
Onca gelişmiş teknolojiye rağmen kendi kendine gidebilen bir otomobili sokaklarda görmek mümkün değil. Gerek Google, gerekse diğer otomotiv devlerinin prototip olarak ürettikleri konsept araçları olsa da bunları seri olarak üretecek cesarete hiçbir firma sahip değil. Prototiplerini gördüğümüz firmaların aksine Amerikalı bir şirket devrim niteliğinde bir karar ile ilke imza attı. Halihazırda bulunan teknolojileri, yazılımla birleştirmeyi akıl eden mühendisler, Temmuz 2015’den sonra sattıkları seri üretim modellerine; yayınladıkları “otonom sürüş özellikleri” güncellemesini ekleyerek, yapay zeka katmayı başardı. Bu zekice fikir, elektrikli otomobili de üreten Amerikalı Tesla firmasına ait. Güncellemeyi sadece Amerika için yollayan Tesla, ilk seri üretim otonom otomobili yapmayı başardı. Tesla’nın hızlı atağına Amerika Birleşik Devletleri’nden müdahale de gecikmedi. Bu konuda katı kurallarıyla bilinen Amerikan hükümeti, belirli eyaletlerde; acil durumlarda otomobile müdahale edebilmesi için otonom araçların içinde en az 1 kişi bulunma zorunluluğu getirdi.
Son derece gelişmiş olan Amerika bile bu teknolojiye adapte olmakta zorlanırken ülkemizde bu konuda neler oluyor gelin ona bakalım… Hayatımızı hem kolaylaştıran hem de kaza oranını düşüreceği planlanan otonom araçları bekleyen zorlukları sayalım isterseniz.
Büyük kentlerin temel problemi olan trafik, yol bakım ve onarım çalışmaları, kural ihlali yapan sürücüler, yolda yürüyen yayalar, otobanda önünüze çıkabilen hayvanlar alışık olduğumuz bir tablo. Yüksek teknolojilerle donatılmış otomobiller bu manzarayla karşılaşınca tepkisi ne olacak bilinmez. Ama yurdum insanının otonom teknolojisine tepkisini tahmin edebiliyorum… Sürücülerin “Bilgisayar mı benden iyi kullanacak arabayı”, “Gereksiz yere frene basıp balata yiyor”, “makas atamıyorum izin vermiyor diye sanayiye gidip kapattırdım”, “start-stop sistemiyle zor alıştık bu nereden çıktı” vb. sözlerini şimdiden duyar gibiyim. Otonom araçlar saydığım sorunlar ile baş edebilecek zekaya sahip mi? Bence hayır. Bizim bu teknolojiye uyum sağlayabilmemiz için en az 50 yıla ihtiyacımız var.