Donald Trump geçtiğimiz günlerde mitinginde silahlı saldırıya uğramıştı. Saldırıyı yapan Thomas Matthew Crooks’un kilitli telefonuna FBI’ın eriştiği duyuruldu. Bu gelişme, FBI’ın dijital cihazlara erişim konusundaki yeteneklerini bir kez daha gündeme getirdi. Bloomberg’in yayınladığı yeni rapor, bu süreç hakkında daha fazla ayrıntı sunuyor ve Crooks’un kullandığı telefonun türünü açıklığa kavuşturuyor.
İçindekiler
Donald Trump suikastçısı Samsung telefon kullanıyor
Cumartesi günü gerçekleşen silahlı saldırının hemen ardından, FBI Pazar günü Crooks’un telefonunun kilidini açmak için ilk girişimde bulundu. Ancak bu çaba başarısız oldu. Cihaz, daha detaylı inceleme için Virginia, Quantico’daki FBI laboratuvarına gönderildi. Salı günü FBI, telefonun kilidini başarıyla açtığını duyurdu.
Bugüne kadar Crooks’un kullandığı telefonun iPhone mu yoksa Android mi olduğu belirsizdi. Bloomberg’in raporuna göre, saldırgan Android işletim sistemini çalıştıran daha yeni bir Samsung modeli kullanıyordu. FBI, Pazar günü telefonun kilidini açmak için Cellebrite yazılımını kullanmayı denedi. İlk deneme başarısız olunca, FBI doğrudan Cellebrite’a başvurdu ve ek teknik destek aldı. Cellebrite’ın henüz geliştirme aşamasında olan yeni yazılımı sayesinde, FBI sadece 40 dakika içinde telefonun kilidini açmayı başardı.
Associated Press’in haberine göre, FBI, Crooks’un telefonunda eski Cumhuriyetçi başkan, Başkan Joe Biden ve diğer yetkililerin fotoğraflarını buldu. Ayrıca, telefonda majör depresif bozukluk hakkında aramalar da tespit edildi. Bu bulgular, saldırganın zihinsel durumu ve motivasyonları hakkında önemli ipuçları sağlayabilir.
İlginizi Çekebilir: One UI 6.1.1 Galaxy modellerini coşturacak
Cellebrite’ın yetenekleri, özellikle Apple cihazlarına erişim konusunda sınırlı kalıyor. Geçtiğimiz Perşembe günü ortaya çıkan bir sızıntıya göre, Cellebrite iOS 17.4 ve üzeri işletim sistemine sahip iPhone’ların kilidini açamıyor. Ayrıca, iOS 17.1 ila 17.3.1 sürümleri arasında olan çoğu iPhone’a da erişemiyorlar. Ancak iPhone XR ve iPhone 11 gibi bazı modellerde donanım açıkları bulunuyor ve bu cihazlar istisna oluşturuyor.

Bu olay, dijital güvenlik ve hukuki erişim arasındaki dengeyi yeniden gündeme getiriyor. FBI’ın bu tür durumlarda hızlı ve etkili bir şekilde hareket edebilmesi, kamu güvenliği açısından önemli. Ancak, kişisel verilerin gizliliği ve bireylerin dijital hakları da göz ardı edilmemeli. Teknoloji şirketleri ve kolluk kuvvetleri arasında bu dengeyi sağlamak, gelecekte daha da kritik hale gelecek.