Audi tarafından yeni nesil Formula E yarış arabalarında kullanılan güç aktarma sistemleri küçük ama oldukça etkili. Yeni sistemlerde kullanılan motor, bataryanın yüzde 95’lik gücünü tekerleklere aktarıyor.

İlginizi çekebilir: 2.8 saniyede 100 km/s hıza ulaşan, 800 beygirlik Audi TT RS!

reklam

Audi, medya sitesinden duyurdu

Kendi sitesinden duyurduğu yazıyla Alman şirket, en son çıkaracağı Formula E yarış arabasının özelliklerinden bahsetti. Yeni nesil yarış arabası veriminde ve ağırlık tasarrufunda fark edilir bir gelişme ile gelecek. Diğer takımlarla aynı olarak karbon fiber bir gövdeye sahip olacak olan E-Tron FE07, yine aynı 18 inçlik Michelin yol lastiklerini ve 52 kWh’lık McLaren bataryayı sisteminde barındıracak. Ancak bu takıma yepyeni bir güç aktarma sistemi ekleyecek olan Audi’nin umudu, bu iyileştirmenin 2021 Formula E döneminde aracı bir adım öne geçirmesi.

MGU05 jeneratör motoru aracın yeni merkezini oluşturacak. Sıfırdan yüz kilometreye 2.88 saniyede çıkabilecek olan araç 335 beygir güç sağlayabilecek. “Atak modu” tercih edilmesi durumunda ise bu güç 382 beygire kadar çıkabilecek. Bu da aracın en yüksek hız olarak yaklaşık 240 km’ye kadar çıkabilmesi anlamına geliyor.

Ancak yeni gelen sistemle beraber bu güç yola çok daha etkili bir şekilde yansıyacak gibi duruyor. Yüzde 95’lik bir verim ile çalışan MGU05, Mahindra racing gibi rakipleriyle boy ölçüşecek duruma geldi. Bununla da yetinmeyen motor, Formula 1’in hibrid güç ünitelerini de neredeyse ikiye katladı. Buna ek olarak, Audi’nin söylediğine göre, yeni tasarımı ve kullanılan karbon fiber materyalleriyle birlikle güç ünitesinin ağırlığı 35 kilograma kadar indi. Bu durum da elektrikli aracın toplam ağırlığını oldukça azalttı.

Audi’deki yetkililer bu verimlilik gelişmelerinin aslında yolcu arabalarında daha da önceden kullanılan “ultra hafiflik” teknolojisinden geldiğini belirtti. Bununla ilgili olarak da Audi Formula E takımı yöneticilerinden Allan McNish, Formula E‘de üretilen yazılımların da şirketlerin genel kullanıcı modellerine geleceğine inandığını söyledi. Donanım üretmek için kısıtlı imkanları olduğunu belirten McNish, yazılımlardan daha çok yararlanabileceklerini ve bunun üzerinde yoğunlaştıklarının da altını çizdi.

Windows 10 mevcut görüntüsünde değişime gitmeye hazırlanıyor. Yaklaşık 5 yaşında olan bu işletim sistemine yönelik çıkarılan rutin Microsoft güncellemeleri kulağa normalde ilginç gelmeyecektir. Ancak ileri zamanlarda gelecek olan güncellemeler daha derin değişiklikler barındırıyor gibi. Bu yenilikler ile alakalı olarak Windows Latest tarafından paylaşılan yeni detaylar, kullanıcılara daha net bir fikir sunuyor. Gelecek olan en önemli yeniliklerden bir tanesi Windows 10‘un Windows 7 ve onun önceki sürümlerinin bazı görünüş özelliklerine geri dönecek olması.

reklam

Windows 10, yuvarlak kenarlı çerçeveye geri dönüyor

Windows 8’e geçişin ardından Microsoft, “live tiles” (canlı kutucuklar) özelliğini de sistemin ara yüzüne eklemişti. Bu özellikle beraber de ara yüzün genel tasarımında da köklü değişiklere giden şirket, Windows 7’den miras kalan yuvarlak tasarımlar yerine daha keskin ve belirgin çizgileri tercih etmişti. O zaman için yapılan bu tercih, sistemin görünüşünün özellikle de live tiles ile olan uyumu için oldukça normal karşılanmıştı. Aynı zamanda da kullanıcılar için bir yenilik sunuyordu.

Ancak Microsoft getireceği yeni ara yüz ile, Windows 10’a yuvarlak kenarlı çerçeveyi geri getirecek. Genel olarak işletim sistemine uygulanacak olan bu değişikliğin uygulamalar için nasıl bir etkiye sahip olacağı ise geliştiricilere bağlı olacak. Her ne kadar bu değişim bazı kullanıcıları geçmişe götürüp heyecanlandırsa da, uygulamaların bu yeni özelliğe uyum sağlamamayı tercih etmeleri durumunda tasarım açısından karışık durumlar yaşanabilir. Ancak bu durum aynı zamanda Microsoft’un 2017 yılında geliştirdiği ve standart hale getirmeye çalıştığı Fluent Design adlı tasarım dili için de önemli bir hamle olabilir.

Yeni görünüşün dışında buna bağlı diğer yenilikler çoğunlukla simgelerde olacak. Daha canlı renkler kullanması beklenen Microsoft firmasının, bu yenilikleri 2021 Mayıs veya Kasım ayındaki rutin güncellemelerle birlikte kullanıcıya sunması bekleniyor.

ROG Strix XG17AHPE incelemesiyle karşınızdayız. Asus’un oyunculara yönelik 17,3 inçlik monitörünün detayları videomuzda!

İlginizi çekebilir; EN UCUZ REFERANS MONİTÖRÜ | Asus ProArt PA248QV

reklam

240 Hz TAŞINABİLİR MONİTÖR! | ROG Strix XG17AHPE

Daha önce kanalda Asus imzalı taşınabilir monitörlerini incelemiştik. Ancak bu monitör kullanım senaryoları açısından çok farklı. 240 Hz tazeleme hızı ve 3 ms tepkime süresiyle başta oyun olmak üzere tüm ihtiyaçlarınızı karşılayabilecek yapıda. %100 sRGB desteği sunması da önemli bir artısı.

7800 mAh bataryasıyla gelen cihazı 240 Hz tazeleme hızıyla 3 saate varan kullanım sağlıyor olması hoşumuza giden bir diğer detay oldu. Ancak Tip-C bağlantısı ile yapacağınız DP bağlantılarında ekranın şarj olmaya devam etmesini sağlayabiliyorsunuz. Bağlantı tarafında bir miniHDMI, bir DP destekli Tip-C bağlantısı sunan cihazda ayrıca Tip-C şarj girişi de bulunuyor. Quick Charge 3.0 desteğiyle 1,5 saat civarı bir sürede ROG Strix XG17AHPE modelini şarj edebilirsiniz.

Kılıfı ile beraber yatay ya da dikey kullanıma imkan veren üründe arkadaki tripod bağlantısı ile beraber ayrıca bir ayak kurulumu da yapabilirsiniz. Böylece klasik bir monitör gibi kullanım imkanı var. ROG Strix XG17AHPE’nin diğer tüm detaylarını videoda görebilirsiniz.

İyi seyirler…