Hepimiz artık istesek de istemesek de teknolojinin bir yerinden tutunmuş gidiyoruz bu hayatta. Akıllı telefonlar, bilgisayarlar, diz üstü bilgisayarlar, tabletler derken, ilgimiz olmasa bile onu tecrübe etmemiz gerekiyor. Bu gerek kişisel zevk veya gelişim için olsun gerekse iş amaçlı.
Yıllar yılı teknolojinin babaları, ataları, onu uzay çağına getirenler gibi pek çok liste görüp oradaki insanlar hakkında bilgi edindiniz hepsi doğru ve güzel listeler olsa da o iş bu kadarla bitmiyor elbette. Ne yazık ki günümüz neslinin artık teknolojiden bahsederken aklına gelen isimler genelde Steve Jobs, Mark Zuckerberg ya da Larry Page geliyor.
Bu insanlar her ne kadar teknolojiyi şu anda kullandığımız hale getirmiş ve daha da ileriye götürüyor olsa da dünya toz bulutuyken onlardan eser yoktu. Biz bu sayıda istedik ki, tarihin kenarında köşesinde kalmış, oldukça önemli işler yapmasına rağmen popüler kültürce unutulup gitmiş isimleri ön plana çıkartalım. Bir Charles Babbage diyelim, muhtemele adı tanıdık gelecek Alan Turning’in neler yaptığından bahsedelim ya da erkek egemenliğindeki o zamanın dünyasında teknolojiye katkı yapan Bayan Grace Murray Hopper’ı anlatalım.
Ne demişler; geleceği en doğru şekilde tahmin etmek geçmişi iyi bilmekten geçer. Biz de size teknoloji tarihinin belki çok az bilinen belki de hiç bilinmeyen 10 bilgesini tanıtmak istedik kısa kısa. Bu insanların hiçbiri iPhone’a yardım etmedi, son tabletlerdeki uygulamaları geliştirmedi, hatta bu insanların bazıları 21. yüzyılı bile görmedi. Ama onlar bugün size sunulan teknolojilerin alt yapısını hazırladı, koca bir anıtın ilk tuğlasını yerleştirdi ve işte onlar sayesinde şimdiki teknoloji bilgeleri bizlere elimizdeki cihazları sundu.
Huzurlarınızda teknoloji alanında anılması gereken 10 bilge!
Charles Babbage (26 Aralık 1791 – 18 Ekim 1871)
Charles Babbage, mekanik bilgisayar fikrini bulan kişidir. Bu fikir, onun aklına insanların “bilgisayar” adını verdikleri nümerik tabloların yine insanlar tarafından hesaplanırken ortaya çıkan hatalarından gelmiştir. Bu sistemde oluşan ciddi hataları önlemek adına aynı işlevi gören bir cihaz geliştirmeyi aklına koymuş Babbage. Bunun sonucunda da polinom fonksiyonların değerlerini otomatik olarak hesaplayan bir makine icat etmiş ve adına da fark makinesi koymuş. Her ne kadar bunun için yeterli para toplasa da, maalesef makineyi hiçbir zaman tamamlayamamış.
Ama Babbage yılmamış ve aklını Fark Makinesi No.2’yi tamamlamak için yormuş. Bu cihaz ilkine göre daha gelişmiş bir hesap makinesiymiş. Üstelik bu sefer tek icadı da bu değilmiş, bunun yanında programlanabilir ilk bilgisayar olan Analitik Makine üzerinde de çalışmış. Hatta Babbage tarihteki ilk yazıcının planlarını da çizmiş. Ne yazık ki, tasarımları hayata geçirilmeden kendisi hayatını kaybetti.
Fakat Babbage ölse de fikirleri sonrakilere ilham oldu ve Fark Makinesi No. 2 1989 ile 1991 yılları arasında Londra Bilim müzesinde 19. yüzyıl üretim teknikleri kullanılarak yapılmış. Bu makine şu an hala çalışır durumda.
Yaşarken görmemiş olsa da, Babbage’ın fikirleri bilgisayar çağına geçişin yollarını açmıştır.

Alan Turing (23 Haziran 1912 – 7 Haziran 1954)
Giriş yazısında da dediğim gibi, Alan Turing ismi bazılarınıza tanıdık gelebilir, nitekim kendisi yakın dünya tarihindeki büyük bir olayda önemli bir rol oynamıştır.
Esasında matematikçi olan Alan Turing, ismini İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazilerin önemli bilgilerini şifreleyen meşhur makinesi Enigma’nın kodunun kırılmasına yardım ederek dünyaya duyurmuştur. İşte bu olay Turing’i kodları daha hızlı kırmak için bilgisayar teknolojisine yönlendirmiştir.
Turing’in geliştirdiği ilk makinenin adı Bombe idi. Bombe, kod şifre kırıcıların kilidi kırmak adına Almanların Enigma makinelerinde kullandıkları anahtar kelimeyi bulmasına yardımcı oluyordu. Şifreli metinden uyarlanan düz bir metinin seçilmiş parçalarından oluşan bir menüyü kullanan Bombe operatörleri makineyi hızlıca kurarak olası Enigma ayarlarını hesaplıyordu. Sonrasında Bombe’nin tasarımını Gordon Welchman geliştirmiştir.
Savaştan sonra Turing etkili bir kişi olmuş ve Turing Test’i bulmuştur. Yapay zekânın incelendiği bu metot sayesinde yapay zekâ alanında önemli gelişmeler yaşanmasını sağlamıştır. 1954’te intihar eden Turin, ne yazık ki buluşunun neleri başarmamızı sağladığını görememiştir.

John von Neumann (28 Aralık 1903 – 8 Şubat 1957)
Yakın zamanın en büyük matematikçilerinden olan John von Neumann geniş alanlarda etkiler bırakmış bir insandır fakat esas önemli olan, onun bilgisayar bilimine yaptığı devasa katkıdır.
Neumann, kendi adı verilen bilgisayar mimarisinin mucididir. Bir yazısında hem veri hem de programın bir bilgisayar belleği içerisinde depolandığı mimari tasarımı açıklamıştır. Bu mimaride bilgisayar belleğinde depolanan program ve veri aynı adres alanında bulunması, programlaması kolay daha esnek bilgisayarların yapımını mümkün kılmıştır.
Çok yakın zamanda geliştirilen daha karmaşık tasarımlara kadar uzun bir süre boyunca von Neumann’ın mimari tasarımı, standart bilgisayar mimarisi olarak kabul görmüştür.

William Shockley (13 Şubat 1910 – 12 Ağustos 1989)
William Bradford Shockley Jr. Amerikalı bir fizikçi ve mucittir. Shockley’nin bilişim dünyasına katkısı yadsınamaz derecede büyüktür, nitekim kendisi John Bardeen ve Walter Houser Brattain ile birlikte transistörü icat eden isimdir. Bu icadı ona 1956’da fizik alanında Nobel Ödülü’nü kazandırmıştır. 20. yüzyılın en önemli buluşlarından biri olarak kabul edilen ve elektronik devrelerin can damarı olan transistörleri geliştirmeye devam eden Shockley, Kaliforniya’daki Silikon Vadisi’nin elektronik inovasyonların yuvası haline gelmesini sağlamıştır.
Hayatının son dönemlerini Stanford’da profesör olarak tamamlayan Shockley öjeniğin de (Sağlıksız ceninleri ayırıp, sağlıklı ceninler yetiştirmenin yollarını arayan, bilimselliği tartışmalı bir toplumsal akım) sağlam destekçisi olmuştur.

Douglas Engelbart (30 Ocak 1925 – 2 Temmuz 2013)
Douglas Engelbart bu listedeki en az bilinen bir isim olsa da kendisi modern bilgisayarların geliştirilmesindeki öncü kişidir. Stanford Araştırma Enstitüsü’nde (SRI) çalıştığı sırada gündemi Arttırılmış İnsan Zekâsı (Augmenting Human Intellect) olan bir araştırma bölümü kurmuştur. Bir diğer adı “Kavrayabilen Yapı” olan bu araştırma insanların bilgisayarlarla etkileşime geçebilmesini sağlayan metodlar oluşturmayı hedefler.
İşte bu şekilde Engelbart hala bugün bile kullandığımız fareyi (Mouse) icat eder. O sırada iki metal tekerliği olan tahtadan bir cisimdir. O ve ekibi ayrıca bit eşlemli ekranları, hipermetni ve öncü GPU’ları gerçeğe dönüştürmüştür

Robert Noyce (12 Aralık 1927 – 3 Haziran 1990)
Silikon Vadisi’nin Belediye Başkanı olarak da anılan Robert Norton Noyce, aslında daha çok 1968’de kurduğu bir şirketle tanınır; Intel. Gordon Moore ile kurdukları bu şirket sayesinde bilgisayar teknolojisinde çığır açan işlere imza attılar.
MIT’den mezun olduktan sonra Noyce, 1956’da Shockley Semiconductor Laboratory’de az önce tanıttığımız William Shockley ile birlikte çalışmaya başladı. Lakin Shockley, Noyce ile birlikte yedi kişinin daha çalıştığı bu grubu oldukça sert koşullara maruz bıraktığı için daha sonrasında Shockley’nin “Hain Sekizler” diye adlandıracağı Noyce ve arkadaşları Shockley’i terk etti.
Sonrasında Gordon Moore ile Intel’i kuran Noyce’un firmadaki rolü vizyoner ve ilham kaynağı olmaktır. Nitekim Intel’de entegre devreleri ve günümüz kişisel bilgisayarlarında devrim yaratan mikroçiplerin yaratıcılarından birisi olan Noyce, bu buluşu ile aynı zamanda Silikon Vadisi’nin bu ismi almasını da sağlamıştır.

Claude Shannon (30 Nisan 1916 – 24 Şubat 2001)
Claude Elwood Shannon Amerikalı matematikçi, elektronik mühendisi ve şifre kırıcıdır. Lakin Shannon’ın dünya gözündeki unvanı her zaman için “Bilgi Kuramı’nın Babası” olarak kalmıştır.
1948’te güvenli şekilde veri sıkıştırma, depolama ve iletme gibi sinyal işleme işlemlerinin kısıtlarını bulmak için geliştirilmiş olan Bilgi Kuramı hakkında yayınladığı ve teknoloji tarihinin dönüm noktasını oluşturan yazı ile meşhur olan Shannon, aynı zamanda 1937’de bulduğu dijital bilgisayar ve dijital devre buluşları ile de anılır.
Henüz 21 yaşındayken MIT’de yüksek lisans tezi olarak yazdığı “Röle ve Anahtarlama Devrelerinin Sembolik Analizleri” adlı çalışması sayesinde günümüzde kullanılan dijital bilgisayarların yapı taşı olan elektrik anahtarlarının kullanılmasının temelini attı. Bunun yanında Shannon, Bilgi Kuramı ile bir anlamda ZIP, RAR, MP3 gibi dosyaların ortaya çıkmasını sağlamıştır.

Grace Murray Hopper (9 Aralık 1906 – 1 Ocak 1992)
Listemizin tek kadın üyesi olan Grace Murray Hopper ya da nam-ı diğer “İnanılmaz Grace”, Amerikalı bir bilgisayar mühendisi ve Amerika Birleşik Devletleri Donanması eski Tuğamiral’idir. Alanının öncülerinden olan Grace’in listemizdeki yer alma sebebi ise, hem Harvard Mark I bilgisayarının ilk programcılarından birisi hem de bilgisayar programlama dili için ilk redaktörü geliştiren kişi olmasıdır.
Grace, makineden bağımsız programlama dilinin tutulmasını sağlamıştır. Grace’in bu başarısı ilk modern programlama dillerinden birisi olan COBOL’un ortaya çıkmasına öncü olmuştur. Öte yandan Grace dünyaya, bilgisayar programlarındaki hataların giderilmesi için kullanılan “debugging” kelimesini de kazandıran kişidir. Hala aktif görevde kullanılan Amerikan Destroyer’i USS Hooper da adını Grace Murray Hopper’dan almıştır.

Vint Cerf (23 Haziran 1943 – )
Vinton Gray “Vint” Cerf internetin öncüsüdür. Amerikalı Cerf, Bob Kahn ile birlikte tüm dünyada “İnternetin Babası” olarak bilinir. Yaptığı övgü değer ve sürekli katkılardan dolayı kendisine şeref derecesi ve içerisinde Ulusal Teknoloji Madalyası’nın da olduğu pek çok ödül verilmiştir.
Kariyerine Birleşik Devletleri Savunma Bakanlığı Gelişmiş Araştırma Projesi Ajansı’nda (DARPA) program yöneticisi olarak başlayan Cerf, pek çok gruba hala günümüzde kullanılan TCP/IP teknolojisini geliştirmek için fon sağlamıştır. 1980’de internet artık ticari bir öğe haline gelmeye başladığında Cerf, MCI’ya geçip dünyadaki internete bağlı ilk e-posta sistemi olan MCI Mail’in geliştirilmesine öncülük etmiştir. 2005’te Google’da Başkan Yardımcısı ve Internet Evangelist Şefi olarak çalışan Cerf, 2010 yılından bu yana BM’nin bir parçası olan ve geniş bant internet teknolojilerini daha geniş alanlara yayılmasını sağlayan Dijital Gelişim için Genişbant Komisyonu’nun başkanlığını yapmaktadır. Her ne kadar Cerf hakkında iki paragraf yazmış olsak da onun hayatı cilt cilt kitap olacak kadar zengindir.

Tim Berners-Lee (8 Haziran 1955 – )
Eğer Vint Cerf internetin babası ise, Sir Timothy John “Tim” Berners-Lee, nam-ı diğer Tim Berners-Lee ya da kısaca TimBL da kesinlikle internetin ağabeyi olmalıdır.
Her bir siteye girdiğinizde kullandığınız “www”nin (world wide web) mucidi olan Tim Berners-Lee, CERN’de müteahhit olarak çalıştığı sırada ENQUIRE adında bir sistem bulmuştur. BU sistem hipermetin teknolojisini kullanarak araştırmacıların kendi aralarında bilgi güncellemesi ve paylaşımı yapmasını sağlamıştır.
1989 yılında CERN’den döndükten sonra Berners-Lee hayatının buluşuna imza atmıştır. O sırada sadece dünyadaki bilgisayarları birbirine bağlamaktan fazlasını yapmayan internete hipermetni bağlayacak bir fırsat görmüş ve bu şekilde World Wide Web doğmuştur.
İlk internet tarayıcısını tasarlayıp geliştiren Berners-Lee, aynı zamanda ilk internet sunucusunu kurmuş, kısacası günümüz dünyasını baştan sona değiştirmiştir. Yani Berners-Lee olmasaydı şu anda bildiğiniz internet olmayacaktı. Berners-Lee 2012’nin mayıs ayından beridir Open Data Institute’nün başkanlığını yapmaktadır.

İçindekiler