MicroStrategy CEO’su Michael Saylor, Dogecoin ve onun gibi diğer meme coinler ile ilgili açıklamalar yaptı. Saylor, meme coinleri kumara benzetti.
Michael Saylor, katıldığı bir programda meme coinler ile ilgili önemli açıklamalar yaptı. Saylor, “Eğer yeterince paranız varsa Dogecoin gibi spekülatif varlıklarla kumar oynayabilirsiniz” dedi ve bu varlıklar ile yapılan işlemlerin Vegas’ta rulet oynamakla eşdeğer olduğunu söyledi. Michael Saylor’a göre Dogecoin, Shiba Inu ve böyle pek çok meme coine yapılan yatırım kumardan farksız.
Saylor, Dogecoin satın almak isteyen yatırımcılara alternatif bir yol sundu. CEO’ya göre Dogecoin’e yatırım yapmak isteyen kişiler bunun yerine Vegas’ta rulet oynamaya gidebilir. Saylor’a göre rulet masası için vazgeçilen paranın kazanç sağlama oranı, meme coinlere yapılan yatırımın getireceği kazanç ile aynı. Saylor, meme coinlere ısrarla yatırım yapmak isteyen kişilere ise bir koşul sunuyor: Eğer yeterince paranız varsa yatırım yapabilirsiniz.
“Yetişkinler özgür ve onlara ne yapmaları gerektiğini söyleyemeyiz. Eğer canları Vegasta rulet oynamak istiyorsa bunu yapabilirler. Fakat bir süredir insanlar Dogecoin ile kumar oynuyor, elbette bunda da özgürler fakat ailelerinin yoksullaştırmamaları gerekiyor.”
Michael Saylor, yatırımcıların yararlı yatırımlara yönelmesi ve yararlı projeleri desteklemesi gerektiğini söylüyor. Ona göre, güçlü bir projesi olan kripto paraya yapılan yatırım, erken dönem Apple hisse yatırımcıları kadar kazanç elde etmeyi sağlayabilir.
Kripto para piyasalarının üzerindeki baskılar ve regülasyonlar hakkında da konuşan Saylor, merkezi olmayan borsaların çok iddialı olduklarını ve büyük düzenleyici riskler barındırdıklarını söyledi. Merkezi olan borsaların bile düzenleyiciler ile ne denli büyük sorunlar yaşadığına değinen Saylor, merkezi olmayan borsaların daha büyük problemler ile karşılaşabileceğini düşünüyor. Bunun da kripto para piyasasını doğrudan etkileyebileceğini söylüyor. Ek olarak Saylor, Tether’in tüm dünyada CBDCler (merkez bankası dijital para birimleri) için tehdit unsuru olduğunu ve bundan dolayı da baskı yaşayabileceğini öngörüyor.