Aslında bu firmaların esas çıkış noktası büyük firmaların markalarını zengileştirmekti ancak misal Igniyte adlı firmanın portfölyosunun % 40’ı bireysel müşterilerden oluşuyor. Eski çalışanlar tarafından tacize uğrayan üst düzey yöneticilerden, sosyetik bayanlara, bazı ünlülerden, sıradan insanlara kadar pek çok geniş müşteri kitlesi olan Igniyte’ın sahibi Simon Wadsworth artık işe alımlarda bile adayların CV’sine bakılmadan önce isimlerinin Google’da araştırıldığını belirtiyor. Kişiler bu şekilde utanç verici bir video, ırçı bir post, ahlaksız bir görsel gibi geçmişte yaptıkları ufak hatalardan dolayı bile hayatlarının işini ellerinden kaçırabiliyorlar. İşte Igniyte gibi firmlar da bu kişilerin geçmişlerinin temiz kalması ve bu temizliğin ileride de devam etmesi için oluşturulmuş yapılara dönüşüyorlar.
Hayatımı paylaştım, evimi çaldılar
Profesyonel iş hayatı oversharing dediğimiz illetin ikinci kötü sonucu. Nitekim bir şekilde sizi bekleyen başka işler de olacaktır. Aşırı paylaşım konusundaki en önemli tehdit malınızın hatta dahası canınızın tehlikeye girmesi. Aşırı paylaşımdan dolayı yaşayacağınız tek şey e-posta spamları, kampanyalar için arayan numaralar ya da sevgilinizin ailesinin 10 sene önce kampüste çırılçıplak koşarken çekilmiş videonuzu görmesi değil. Esas tehlike kimlik hırsızlığına maruz kalmanız, vergi dolandırıcılığının üstünüze yıkılması, evinizin soyulması ya da kafayı kırmış birisinin evinizi bulup size saldırması.
Burada felaket tellalığı yapmak niyetinde değilim ancak bu yazının amacı esas tetikte olmanız gereken noktaları söylemek. İnternette paylaştığınız bilgilerin önemi kişiden kişiye değişse de uzmanlara göre birkaç ortak bilgi herkes tarafından sömürülmeye açık. Bunlar; posta kodu, doğum tarihi, kimlik numarası, anne kızlık soyadı, okulunuz, en sevdiğiniz kitap gibi oldukça geniş bir yelpaze. İşin garip olan kısmı ise internetten önce neredeyse kimseyle paylaşmayacağımız bilgilerimizi şimdiler de bu platformda adımızı duyurmak için yapıyoruz. Nereye gittiğimizi, ne yaptığımızı, ne aldığımızı, evimizin nasıl olduğunu, kişisel bilgilerimizin hepsini sosyal medya üzerinden fütursuzca paylaşıp hiç tanımadığımız insanlara derin bilgiler veriyoruz.
Hâlâ bu konular size hayal ürünü gibi geliyorsa Amerikan Başkan Yardımcısı eski adayı Sarah Palin’in e-posta adresinin hacklenmesi skandalını hatırlatalım. Peki buna imkân veren şey neydi dersiniz? Şifre isteme sorusunun gittiği lise olması. Palin gibi bir kadının Wikipedia sayfasında bu bilginin olduğunu düşünürseniz e-postasını hacklemek o kadar da zor değil.